Birbirini yıllardır tanıyan iki kişinin konuşacağı pek bir şey kalmamıştır ya da yeni bir şey. Bu insanlar, uzun zamandır bir arada olmanın sağladığı çok sayıda konfora sahiptir, kendini karşısındakine başka araçlarla anlatabilmek, susarak anlaşabilmek. Sıkıntı, bitkinlik, atalet, bu sessizliği dünyaya getirip yetiştirebileceği gibi giderek gündelik bir heyecan, az evvel yaşanmış taze bir neşe, hatta karşıdakine duyulan güçlü bir öfke de aynı suskunlukta ifade bulur, onu sürdürür ve büyütür. Bu iki kişinin etrafını saran sükûnetten yapılma bulutun içinde seslendirilmiş kelimelerde bulunmayan bir ağırlık vardır. Nihan ve Salih, bu lanetli konfora henüz bağışık olduklarından uzun uzun konuştular.