Ne söylenebilir ki böyle muhteşem bir kitabın ardından?
Hangi sözcükler anlatır bende yarattığı fırtınaları ve ürpertileri?...
Evet öyküleri öyle sıradan öyle yaşanabilir öyle sade öyle yaşamın içinden. Ama öykülerin içinde birden Haşmet Babaoğlu'nun yorumu giriyor birkaç cümleyle içeriye ki siz neye uğradığınızı şaşırıyorsunuz.
Son bakışta aşk öykülerini okurken; evinizin içinde, en ücra köşelerine kadar tanıdığınız koridorda gözü kapalı yürürken, birden birşeye çarpıyorsunuz önce. İlk sersemliğin ardından şu soru düşüyor beyninize: "Bu da ne şimdi, bu koridorda çarpacak hiçbirşey yoktu ki..." Sonra başınızı kaldırıp tosladığınız şeye kayıyor bakışlarınız... Ve gerçek şok başlıyor. Meğer bir aynaya çarpmışsınız...
İşte Haşmet Babaoğlu'nun öyküleri; karışı karışına bildiğiniz kendi yaşamınızda, birden hiç beklemediğiniz bir anda ve sizin mekanınızda kendi bakışlarınızla çarpıştırıyor sizi...
Sonrası mı?...
okuyun ve kendinizi O'nun sözcüklerinin ve O'nun öykülerinin büyüsüne bırakın...
VE KENDİ BAKIŞLARINIZLA YÜZLEŞİN...