Kitabı okumaya başladığınızda zihninizde oluşan ilk kelime "tuhaf" oluyor. İlk bakışta tuhaf bir kitap bu hakikaten. Bir süre kahramanların isimlerinden anlatıma, olayların gelişimine kadar bir çok şeye şaşırıyorsunuz. Ara ara "yoksa yazar benimle (bizimle) dalga mı geçiyor" diye düşünüyorsunuz. 250 sayfalık bu kitabın son 10 sayfasını okuyana kadar o kadar çok soru oluşuyor ki kafanızda bunların hepsinin cevapsız kalacağından korkmaya başlıyorsunuz ama son 10 sayfada bütün sorular cevabını buluyor ve siz müthiş bir kitap okumanın zevkini çıkarıyorsunuz. Tabii uyanıklık yapıp sadece son 10 sayfayı okumayın. O zaman hiçbir şeyin farkına varamayacaksınız. Kitabın başından beri tuhaf dediğiniz şeylerin ne kadar zekice oluşturulmuş olduklarını gördükçe kendi kendinize utanmaya başlıyorsunuz. Sonra da kitabı kitaplığınızın en görünen yerine koyup uzun bir düşünceye dalıyorsunuz kitapla ilgili olarak.
Yazar çok tatmadığınız, orijinal bir üslupla sizi kitaba çekerken, anlatımı kitabın kahramanlarına yaptırarak olaylara sürekli değişik açılardan bakmanızı sağlıyor. Sanki yazar kitap yerine elinize sihirli bir küre veriyor ve siz küreyi çevirerek olayın her yerinden sürekli gelişenleri izliyorsunuz. Son olarak da eğer bu okuduğunuz yazarın ilk kitabıysa diğer kitaplarını da okumak için hemen bilgisayarınızın başına oturup www.kitapyurdu.com'a girip sipariş veriyorsunuz.