Çayın öyküsü sıcaklığıyla sizi saracak…
Yaşamımızın önemli ve ayrılmaz parçası olan bir bitki ve ondan oluşan içecekten söz edeceğim bu kez. Önümüze demlenmeye hazır paketlenmiş veya dökme şeklinde gelen bu bitki: Çay. Ülkemizde çok sevilen ve Karadeniz Bölgemizde yetişen çay sıcakkanlı bir dostumuz. Hatta magazinel bir anlatımla renklendirelim; bir dizide yer alan Çaycı Hüseyin karakterinin dillerimize yapışmış seslenişiyle: “Çaylarrrr!”
Onun asıl anavatanı ve keşfedildiği bölgeler Asya’da yer alıyor. Yetişmesi, işlenmesi, çeşitliliği, iklim ve rakımına göre oluşan lezzet değişikliği; nihayetinde törensel bir seremoniyle demlenişi… Geçmişten günümüze çayın serüveni Peter Rohrsen’in bu çalışmasında sizi sıkmayan anlatımıyla, vurucu anekdotlarla çay hakkındaki bilgileri önünüze seriyor. Kişisel olarak bu bilgileri edinmekten çok keyif aldım.
Avrupa’da kurulan şirketler, çayın ticari üretimi ve yaygınlaşması, lojistik ve ticari transferi olağan sonuç olarak ticari rekabeti getirmiştir. Bu ticari rekabet çayın taşındığı gemiler arasında bir spor müsabakasına dönüşmüş ve “çay yarışları” başlamış (s.74). Tazelik ve ilk ürün gibi özelliklerle edinilerek servisi yapılan “çay partileri” zenginler arasında itibar göstergesi haline dönüşmüş.
Kitabın sonunda “ek okuma önerileri” başlığında zengin bir kaynakça sunulmuş. Rohrsen’in bu bilgileri derlerken, çay üretim merkezlerinden uzmanlarla birebir iletişim içinde olduğunu görüyoruz. Bu kitabın sizi etkilemesinde çok önemli bir etken. Çinli bilge Ti’en Yiheng’in sözleri ile çayın serüvenine tanıklık etmeye davet ediyorum: ”Çay, dünyanın gürültüsünü unutmak için içilir.”(s.118). Güzel bir çeviriyle dilimize kazandırılmış, bardağımızdaki sıcak dostumuzun öyküsünün derli toplu yer aldığı bu eseri öneriyorum.
İyi okumalar dileğimle…