Ağrıdağı Efsanesi, her Yaşar Kemal kitabı gibi çok sıcak ve lezzetliydi, elimden düşüremeden aktı, gitti kitap.
Betilmlemeler ise insanın hayal dünyasını genişletir. Yaşar Kemal, kitabın girişinde, Küp Gölü'nü adeta bir tablo gibi tasvir eder: "Ağrı Dağı'nın yamacında bir göl vardır, adına Küp Gölü derler. Göl, bir harman yeri büyüklüğündedir, çok derinlerdedir.Bakır rengi toprağın üstüne yer yer taze bir yeşil çimen serpilir. Sonra gölün mavisi başlar. Bu bambaşka bir mavidir. Hiç bir suda, hiç bir mavide böyle bir mavi yoktur. Laciverdi, yumuşak, kadife bir mavidir."
Sonuç olarak Büyük Usta her zamanki gibi iyi bir toplum okuyucu olduğunu göstermiş. Nihayetinde Ağrıdağı Efsanesi bir aşk hikayesi ekseninde dönse de bundan kesinlikle çok daha fazlasıdır: Efsanedir, romandır, şiirdir, toplum eleştirisidir. Ağrıdağı'nın eteklerinde bir aşk hikayesi içine gizlenmiş gelenekler, töreler, başkaldırı ve sisteme olan eleştiridir.