Türkü Söylüyor Otlar Hakkındaki Yorumlar

Duygu betimlemeleri harika, hissettirmeyi becerebilen bir kitap.

Kedilere Dair kitabını zevkle okumuştum ama bu kitapta aynı tadı bulamadım. Biraz sıkıcıydı.

Kitabın kalitesine, anlatımın mükemmelliğine, sürükleyici olmasına asla lafım yok fakat kitabı alırken Afrikada’ki ırkçılığı anlatan bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat kitabı okuyunca ırkçılığa çok az değindiğini farkettim bu yönü ile Alan Paton’un “Ağla Sevgili Yurdum” ve Chinua Achebe’nin Afrika üçlemesi kitaplarından bir tık geride kalıyor ama yine de aldığı ödülü sonuna kadar haketmiş bir kitap kesinlikle

Arka kapağını okuduğumda kafamda beliren kurgudan çok farklı bir kitap çıktı karşıma. Irkçılık ve sömürü düzenini alt metinde anlatılırken; benim asıl gördüğüm hikaye: toplumun doğru yada yanlış herkese biçtiği rollere, dayattığı yaşam şekline uymayan insanların, kendilerini bu zorlama kalıpların içine girmeye mecbur hissettikleri zaman kaçınılmaz çöküşe doğru nasıl sürüklendikleriydi.

DORİS LESSİNG ANLATIMI VE DİLİ OLDUKÇA GÜZEL OLAN BİR YAZAR. BU ESERİNDE IRKÇILIĞI O KADAR GÜZEL BİR DİLLE ELE ALIYOR Kİ OLAYLARI EN DERİNDEN HİSSEDEBİLİYORSUNUZ.SEVEREK OKUYACAĞINIZI DÜŞÜNÜYORUM.

Dönemin zihniyetini,ırkçılığın yoğunluğunu satırlara sığdırabilmiş Doris Lessing. Okuyun.

Konudan öte harika bir anlatım ve çok iyi bir çeviri.

Her dönemin kitabı diyebileceğim kalitede.

Dick ile evlendikten sonra çiftlikte yaşamaya başlar hatta Dick'in hastalığı döneminde çiftlikte işler Mary'nin eline gecer. birden olay beyaz-zenci ilişkisine dönüşmeye başlar. Mary'nin zenci hizmetçisi Musa ile yaşadıkları gerçekten okumaya değer.

Bir insan nasıl olur da ırkçılık hastalığana düşer, nasıl olur da insan insanlığını kaybeder? Ya da bir yazar bir insan psikolojisini nasıl bu kadar başarılı çözümler? Merak edenlere tavsiye edilir.

ırkçılığa farklı bir bakış açısıyla edebiyat şöleni

Muhteşem değil ama okunmaya değer

Kitap Güney Afrika'da yaşayan beyazların gözünden anlatılıyor. Lessing'in okuduğum ilk kitabı ve açıkçası beni oldukça tatmin etti. Kadın karakterin gelişimi bunun yanında Dick'in bu gelişim karşısındaki tutumu... Çatısı olmayan evler, tütün ambarları ve yitip giden seneler var bu kitapta. okuyun

Can yayınlarında genel olarak kitabın arka kapağında kitabın konusunu saptırma problemi var. Arka kapağı okuduktan sonra beklediğiniz şeyle kitap aynı değil. Ama oldukça iyi bir kitap

kitabı hiç sıkılmadan keyif alarak okudum.bekarken rahat bir evliliği olan mary toplumun baskısı yüzünden yanlış bir evlilik yapar . mary' nin sıkıntılı hayatı ve bunun yanında beyaz-siyah ırkçılığı çok güzel anlatılmış bence.

Kitabı işlediği konu ve aldığı Nobel ödülü nedeniyle büyük bir merakla aldım, çarpıcı bir sömürge romanı okumayı bekliyordum, ama olmadı. Öncelikle üslubu başarılı değil, belki çeviriden kaynaklanıyordur bilemiyorum. Olay örgüleri ve kurgu anlamsız tekrarlarla bir hayli sıkıcı, kitabı sırf yarım kalmasın diye zorlayarak bitirdim. Beyaz adamın siyah adama yanlışlarını hakkıyla dile getirmemiş, insanın vicdanına dokunmuyor, bazen öyle ruhsuz anlatmış ki bu ırkçılığı neredeyse ben de bu aşağılamaya ortak olacaktım okurken. Aldığı ödüle ve yazarın o coğrafyada yaşamasına rağmen romanı yeterli bulmadım. Tavsiye etmiyorum. Vakit kaybıydı.

yaşı 30 ve üstü olan BEKar erkek- kadın herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap!!!

birinci tema:
Bekarsınız diye mahalle baskısı altındaysanız ve insanlar bu yaşta hala bekar demekki bi sorunu var gibisinden imalarla canınızı sıkıyorsalar Sakın ama Sakın kitaptaki kahraman gibi -millete bakın bende evlendim ispatı yapıcam diye yanlış bi evlilik yapıp hayatınızı karatmayın-

ikinci tema :
Anne- babaların evliliklerindeki sorunların çocuklara nasıl yansıdığı ve bunun bilinç altında kalarak çocukların ilerdeki evlilik hayatını nasıl etkilediği

üçüncü tema:
Beyaz ırkın siyah ırka olan acımasız tavrı

okumanızı tavsiye ederim

Muhteşemin ötesi ne oluyorsa bu o kitap

okuduktan sonra uzunca düşünmeye sevk eden bir kitap,tavsiye ederim.

2007 yılında nobel ödülü alan Doris Lessing'in 1950 yılında yazdığı ilk kitabı.
Yazarın ismini ilk duyduğum eseri "Altın Defter " isimli kitaptı. Yazarla tanışmak ise bu kitabına kısmet oldu.
Kitabımız bir cinayetle başlıyor.
Yer : Güney Afrika Rodezya
Siyahi bir çalışan...
Hiç bir araştırma yapmadan, somut delil elde etmeden, sadece renginden ötürü katilin siyahi çalışan olduğuna karar veren adaletsiz, ırkçı beyazlar...
Haksızlık, kadın erkek eşitsizliği, ırkçılık, sömürgecilik...
Doğa, insan, mekan tasvirleri oldukça başarılı.
Bize de okumak düştü.

Kitap bir cinayetle başlıyor ve devamında bu cinayete ortam hazırlayan olayların gelişimini okuyorsunuz. Toplum baskısı nedeniyle istemediği bir evlilik yapan Mary’nin yaşadıkları üzerinden ırkçılık, kadın-erkek eşitliği gibi konular üzerinde düşündürüyor yazar. Yazarın ilk kitabı ve ben okumaktan keyif aldım.

Can Yayınlarının şu an yayında bulunmayan Fatma Aylin çevirisini okudum. Çeviri çok kötü olmasına rağmen Mary’nin öfkesi, yıldan yıla yitmesini derinden hissediyor, sayfalar ilerledikçe yokolacağınızı hissediyorsunuz.

Nobel ödüllü bir çok yazar okudum, kimisine hayran kalırken kimisi beni hiç tatmin etmedi; fakat hepsini bir kelime ile açıklamaya çalışacak olsam, sanırım bu kelime 'farklı' olur! Farklı tarz, farklı üslup, farklı anlatım teknikleri... Doris Lessing de fark yaratan yazarlardan biri; unutamayacaklarım arasında değil, ancak okunası bir kitap...

Etkilenmemek mümkün değil çok güzeldi

psikolojik ve politik bir kitap olarak bilinir. Ana karakter olan Mary'nin bekar iken yaşadığı rahatlığı evlendikten sonra nasıl yitirdiğini, bunun akli dengesini kaybetmesine kadar nasıl yol actığını işliyor yazar. Dick ile evlendikten sonra çiftlikte yaşamaya başlar hatta Dick'in hastalığı döneminde çiftlikte işler Mary'nin eline gecer. birden olay beyaz-zenci ilişkisine dönüşmeye başlar. Mary'nin zenci hizmetçisi Musa ile yaşadıkları gerçekten okumaya değer.