Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'nın Hatıraları M.Ertuğrul DÜZDAĞ'ın akıcı kaleminden çıkmış olan bir eser. Büyük bir hacime sahip olan kitabın dayandığı kaynak ise bizzat Barbaros Hayreddin Paşa'nın yanındaki gazilerden Muradi Reis'e yazdırdığı Gazavat-ı Hayreddin Paşa eseri. İnsan kitabı okurken kendisini o derece kaptırıyor ki o gemilerden birinde deryaya açılan leventlerden birisi olmak istiyor. Bir de hayıflanma oluyor ki o da çok haklı : Neden bizim bu kadar renkli bir tarihimiz ve kahramanlarımız varken bunlar insanlara sunulmaz. Yabancılar kıytırık tarihlerinden temcid pilavı gibi dönüp dönüp benzer filmler yapmalarına rağmen bizler hala yerimizde sayıyoruz. Halbuki bu güzelim kitap baz alınarak yapılacak seri filmler hem gençliğimize, hem de dünyaya Türk'ün şanlı tarihini anlatacaktır. Kitap da zaten buna oldukça elverişli bir şekilde kaleme alınmış. Ayrıntılara kadar inilen korsanlık maceraları Hollywood'un değme film senaryolarına taş çıkartacak cinsten. Okurken yeri geliyor insan Oruç Reis'in kolunun kesilmesine, daha sonra şehadet şerbetini içmesine, en büyük kardeşleri olan İshak'ın şehitliğine üzülürken, yeri de geliyor Hızır Reis'in yaptığı işler ile gülümsüyor. Hele de bunları anlatırkenki üslubu insanı mest ediyor. Mesela "O kadar kızdı ki kafir iken Yahudi oldu." tabiri, "Bir serçe sürüsüne bir şahin-i baz yetermiş." gibi darb-meseller kitabın okunmasını arttırıyor. Yer yer de kaleme alınmış beyitleri de es geçmemek gerek. Sonuç olarak ticaretten korsanlığa, oradan da kaptan-ı deryalığa uzanan yoldaki bir hayat hikayesini okumanızı tavsiye ederim.