Kader konusundaki düşüncem kitabı okumadan önce şöyle idi:
Kader, sadece içinden çıkılmaz sıkıntılardan, bunalımlardan ve kendi acizliğimizi hafifletmek adına, içimizden bazıları için (gerçek nedir diye sorgulayamayanlar) "Allah(c.c.)'ın istemediği hiçbir olay gerçekleşmez" diyebilmekti. İslamiyet'in temelini sağlamlaştırmak ve göremeyenlere güneşin varlığını hissettirebilmek. Fakat günahkarlığını da kadere bağlayıp, aslında olmak istemediği bir kişi olduğu için azap çekeceğini düşünmeye gelince açıklayamadığım bir durum ortaya çıkıyordu.
Kitabı okuduktan sonra ise:
Allah(c.c.)'ın dünyada yapacaklarımızı bilmesi demek, bizim eyleme geçtiğimiz her ânın nasıl sonuçlanacağını bilmesi demektir. O, eylemle sonuçlandırmadığımız fikirlerimizi irademize bırakmıştır. Dolayısıyla kararları biz veririz, O ise eylemlerimizin sonuçlarını bilir. Hiçkimse yaşamaya mecbur olduğu kaderi yüzünden azap çekmez.