New York Üçlemesi alıp çok sonra okuduğum bir kitap oldu. "Sen kimsin?", "sorgulayan kim?","sorgulanan kim?","bir senin içine kaç sen sığdırabilirsin?" gibi bir çok sorguların olduğu Cam Kent, Hayaletler ve Kilitli Oda'dan oluşan bu üçleme sorgulamayı sevenleri etkileyecek bir eser. Felsefik boyutu,post-modern roman tekniğiyle harmanlanmış kendisine özgü bir uslubu olan Paul Auster bu eserinde sanıyorum ki anlaşılmayı çok da önemsememiş. Ucu açık bir kitap, neyin ne olduğunu bilmek bunu yorumlamak size düşüyor. Cam Kent'te Quinn, kendi içinde bölünmüş bir çok kişiyken buna bir kimlik daha ekliyor: Dedektif Paul Auster kimliği. Quinn bu yeni kimliğin sorumluluğunu alarak "Quinn olma" sorumluluğunu unutuyor ve Peter Stilmann'ın anlattıklarıyla olayın gizemini çözmeye çalışırken kendini yitiriyor. Hayaletler'de, Mavi, Siyah ve Beyaz adında karakterler var. Ancak Beyaz'da biraz Siyah, Siyah'ta biraz Beyaz ve Mavi'de her iki rengi aramak gerekiyor. Cam Kent ve Hayaletler'in birbirlerine bağlandığı Kiliti Oda'da ise bütün karakterlerin hayali ve hepsinin aslında tek bir kişi olduğu gerçeği ile yüzleşiyorsunuz. Quinn,Peter Stilmann(lar),Mavi,Siyah,Beyaz ve karakterlerin kendi içinde bölünmüşlükleri... Bu karakterler aslında ayrı bir çok kişi değil. Yani en azında ben böyle anladım :). Okuyun ve Paul Auster ne demek istedi diye düşünün!