Lunapark Kapandı Hakkındaki Yorumlar

beyza şaşmaz
12.07.2021
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Duygusal bir roman, Mario Levi’nin tarzı ve kalemi diğer romanlarında olduğu gibi yine istenen etkiyi yaratmayı başarmış
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
duygu üstün
10.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Anlaşılmak, sevilmek, kabul görmek isteyen bir kadının hikayesi... Belki yaşamış olduğu bazı acı tecrübelerden kaynaklı olarak ilişkilerde ona umduğu duyguları veremeyecek olan kişileri seçmek ve bu sebeple de içinde daha derin yaraların açıldığı bir kadın... Kadının bu yaralarla baş etmeye çalışma mücadelesi... Kötü bir son... Kitabın bazı kısımlarında göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız. Kitapta yoğun şekilde duygusal analizlerde bulunuluyor. Kimi zaman sıkıcı geldiği kısımlar oldu. İnci’nin hikayesiydi ancak anlatıcının anıları ve duygusal hesaplaşmaları daha fazla yer almıştı. Sabırla okunması gereken bir kitap. Duygusal kodlamalarımızın seçimlerimizi, davranışlarımızı, ilişkilerimize bakış açımızı, olayları algılama biçimimizi kısacası hayatımızı nasıl etkilediğini anlamak açısından okunması gereken bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
gülşah akçay
05.05.2020
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
güzel bir hikaye, keyifle okunabilir, beni tek rahatsız eden, levi nin diğer kitaplarında da uyguladığı, bir kelimeyi veya cümleyi arka arkaya tekrar etmesi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Uğur DUZLA
11.10.2016
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Baştan sona edebiyat kokan, duygu yüklü harika bir roman.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Özgür Balmumcu 15.09.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
YAYDIKÇA YAYMAK BU OLSA GEREK...
Mario Levi romanının sonunda aynı zamanda kitabın anlatıcısı da olan baş karakterinin ağzından bir itirafta ya da saptamada bulunmuş. Okurun çok kapsamlı (deyim yerindeyse kalın) kitaplardan hoşlanmadığını, bu nedenle hikayesinin çok uzamış olmasından ötürü kaygı duyduğunu araya sıkıştırmış. İnsanın eserinin zaafını bilmesi bu olsa gerek.
Mesele eğer romanın baş karakterinin iç dünyasına yönelik monologları ise şahsen Mario Levi'nin Dostoyevski ya da Oğuz Atay'dan çok şey öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hikayenin ta en baştan kendini çok belli eden seyri ve tam da bu nedenle çok klişe bir finalle son bulması, en önemli eksileri... Hikayenin akışını, karakterlerin diyaloglarını sıkça kesen içsel monologlar da son derece başarısız. Dahası bir romancının yarattığı karakterlerden hiçbirini okuruna benimsetememiş olması ayrı bir tartışma konusu.
Mario Levi'nin bu kadar kapsamlı romanları bu kadar sık aralıklarla nasıl yazdığını merak edenler bu romanı okuduklarında nedenini anlayacaklardır. Kendi adıma çok yüzeysel ve sığ buldum romanı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (11)
Hayır (6)
Bu Yorumu Yanıtla
AYTEN ATEŞ
03.07.2018
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Diğer kitaplarını da listeme ekledim. Son derece güzel bir kitaptı
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
K.K.O
23.05.2018
Insan psikolojisinden iyi anlayan, yerinde tespit yapan ve bu tespitleri süper bir üslupla aktaran Mario Levi'yi tebrik etmek gerek. Ama "Karanlık Çökerken Neredeydiniz" kitabından daha çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
irennkizi
03.05.2018
Muhteşem bir kitap belki 10 yıl önce okudum ama hiç unutmadım üzerimde ciddi etki birakmış bir kitaptır. Okuyunuz
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nurbellek
28.09.2015
inci'nin geçmişten gelen onarılması imkansız acılarıyla bir adama tutunuşu daha doğrusu tutunmaya çalışması ve koca bir hiçlikle intiharı. göz yaşlarına boğuldum okurken. sevgide, her iki tarafın kendi bütünlüğü ve değerlerinden de ödün vermeden gidebildikleri yere kadar gidebilmeleri, bunu yaparken kendileri ve çevreleriyle amansız hesaplaşmaları. kim bilir hepimiz içimizde bir inci barındırıyoruz belkide. en kötüsüde hayata hep eksilerle başlamak değil mi? hayatımızı çocukluğumuzdan, çocukluğumuzu ailemizden inşa etmiyor muyuz? içim acıdı okurken anlaşılan uzun bir süre daha acıyacak gibi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
zdiriksoy
15.07.2015
Kuzenim sayesinde okudum ve çok beğendim. Biraz uzun ama yine de okumaya değer. Levi konuşturmuş kalemini cidden. Okunmalı...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
oski91 01.01.2012
Konusu bakımından çok harika bir eser ve tabi ki de mario levi. Fazla söze gerek yok
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
Nida Özlem 01.04.2010
yazarın bu kadar uzun ve detaylı cümleler kurması hayran kalınacak bir yetenek doğrusu.
hırçın ve bir o kadar da tutkun bir yasak aşkın hikayesi. yasak aşkların cesaretinin aşktan mı yoksa cehaletten mi geldiğini de merak ettiriyor..tıpkı romandaki adamın kızına seni lunaparka götürüyorum diye yasak aşkıyla tanışmaya götürmesi gibi..masumiyetin, tezatın, tutkunun ve tabi betimlemenin derinlemesine işlendiği kitabı detaycı okurlara öneririm..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Ahu Dua 11.08.2009
Duygusal ve geçmişe özlemi hiç tükenmeyen bir yazar Mario Levi okudukça anlıyorsunuz,okudukça çözüyorsunuz hatıralar insanın ömründe nasıl izler bırakırmış. Lunapark Kapandı 'da en az diğer kitapları kadar ağlak... Eğer uzun cümlelerden nefret ediyor okurken cümlenin başını unutuyorsanız asla tavsiye etmiyorum. Altı çizilecek çok şey var kitapta ama sadece o kadar. Hikaye desen uzun uzun tasvirleri ile müthiş sıkıyor biran önce sona varmak istiyorsunuz. "Banane masada duran vazonun renginden,şeklinden" diyebilirsiniz benden söylemesi... Sabırla ve dikkatle okunması gereken hoş bir eser...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
Merve Tarhan 03.07.2009
Olağanüstü bir kitap. Bir psikoloji öğrencisi olarak, Mario Levi'nin insanı bu kadar iyi anlamış, çözmüş olması beni çok etkiledi. Öyle zamanlar geldi ki, duygularım gözlerimden gözyaşı olup aktı. Lunapark Kapandı kitabıyla ilgili yapılacak tek şey, üstada şapka çıkarmak olabilir. Uzun tasvirlerinden sıkılmadan, sabırla kitabı sonuna dek okuyun. Belki sizin de etrafınızda bir İnci vardır..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (3)
Bu Yorumu Yanıtla
pavaldini 12.08.2007
Mario Levi'nin Türkçe'ye olan hakimiyeti onun inanılmaz uzun cümleler kurmasına yolaçmış .Bu kitabın en iyi ve en kötü tarafı bu. Ayrıca son derece romantik,tutkulu,histerik ve imkansız bir aşk öyküsü. Günümüzde pek çok insan arasında yaşanabilecek hatta başınızdan geçmiş öykülere benziyor .Çok acılı bir kadın , ayakta durmaya çalışıyor ,acılarını çekiciliğinin ve gülümsemesinin ardına saklayıp imkansız aşkına verebildiği herşeyini veriyor. Ta ki gücünü yitirene kadar... İşte o anda aşkıyla hayatına aynı anda son veriyor... Acıklı , tutkulu ve yazarıyla konuştuğuma göre de gerçek bir öykünün uyarlaması şiddetle tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
keif 12.02.2007
Mario Levi benim için yeni bir yazar. Kitap seçerken yazarından çok kitabın hacmine bakarım. Eh, bu kitap ta beni öncelikle hacim olarak çekti diyebilirim. Böyle de kitap seçilir mi diyeceklere cevabım; az sayfalı kitaplarda okumaya doyamıyorum olabilir. Tabii böyle hacimli kitapların riski de sizi tatmin etmemesi olabilir.
Ancak Levi'nin bu kitabında beklentilerimin karşılandığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Konu günümüzün güncel konularından biri gibi görünse de ustalik ve incelikle işlenmiş.
Mutfağa meraklı bir kişi olarak şunu da belirteyim ki, Levi'nin verdiği gizli yemek tariflerini bir yere not ettim. Bu da okumanın hoş yanlarından biri işte.

Romanda beni etkileyen bir nokta da babanın kızını da alarak sevgilisine gidiyor oluşu. Baba kızın bu sırrı aralarında saklaması değişik bir yaklaşım. Kitaba adını veren cümle de zaten bu durumu özetleyen bir cümle ki biz bunu kitabı okuyacak okurlara şimdi söylemeyelim, okumanın tadı kaçmasın. Bu son cümleden de anlaşılan o dur ki, kitap iyi okura tavsiye edilmektedir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (7)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
TV'de seyredip dinlediğim yazara ilgi duymuştum.Giitim son kitabını yani bu romanını aldım.Okudum.Romanın adı gibi her sayfa vaatte bulunuyor..her sayfa hep hemencecik yaşanacak bir güzellik muştuluyor...beklentiye giriyorsunuz..okuduğunuz herşeyin birdenbire,belki roman sonunda anlam kazanacağını umuyorsunuz ama nafile..o kadar beklentiniz karşılıksız olarak son buluyor..düş kırıklığı yaşıyorsunuz..önermem kimseye..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (11)
Bu Yorumu Yanıtla
Ender Artur 06.11.2005
Bir yanda çocukluğunda almış olduğu ruhsal yaranın izini silememişken tam da evlenme arefesinde nişanlısı tarafından terkedilen iyi eğitim almış bir genç hanım,öte yanda sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış reklam işi ile uğraşan aynı zamanda hikayeler yazıp radyo programları hazırlayan,yazacağı kitabı için malzeme toplayan kırk yaşına merdiven dayamış bir kız çocuğu babası.
Kadın kendisine karşı yapılmış olan haksızlığı silmek için genellikle evli erkeklerle arkadaşlık ediyor.Son avı ise ismini kitabın sonuna kadar öğrenemediğimiz reklamcı bey.Genç kadın çalıştığı şirketin reklam işi için bu adsız bey ile tanışır ve olaylar ard arda gelişir.Konu genelde yine kadın erkek ilişkisinin hastalıklı halleri.
Kitabın bu kadar kalın görünümü gözünüzü korkutmasın aslında oldukça sürükleyici (bazı sayfalar zor ilerliyor ama yine de kitabı yarıda bırakmayınız) ve sürprizlerle dolu.
Dikkatimi çeken bir şey oldu;genellikle romanlarda ara ara yaşanılan dönemin siyasal,kültürel,ekonumik ve bunun gibi yapısı ile ilgili ya da yaşanılan yer ile ilgili bilgiler aktarılır ama bu kitapta neredeyse yok gibi.
Kitap bittiğinde bir çok şey için değermiydi bu durumların bu hale getirilmesine diyeceksiniz.(Bu durumlar:bunları yazmayacağım çünkü bütün kitabı anlatmış olurum).Tavsiye ediyorum okuyunuz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (12)
Hayır (4)
Bu Yorumu Yanıtla
Suat Sungur 28.03.2005
1999 yılında yayımlanan “İstanbul Bir Masaldı” romanının ardından uzun bir sessizlik dönemine giren Mario Levi, altı yıllık bir aradan sonra yine bir romanla çıkıyor okuyucusunun karşına. Neredeyse otuz yıllık edebiyat geçmişine rağmen çok az kitabı var Levi’nin. Yani az yazıyor ama çok hacimli yazıyor. “İstanbul Bir Masaldı” neredeyse yedi yüz sayfayı buluyordu, “Lunapark Kapandı” da yaklaşık altı yüz elli sayfalık hikayesiyle dikkat çekici.

“Lunapark Kapandı”, sonu daha ilk sayfalarında fısıldanan bir aşkı anlatıyor; adını romanın sonuna kadar öğrenemediğimiz bir adamla çok derinlerden yaralanmış genç bir kadının üç yılda tükettikleri tutkulu ilişkilerini… Olup bitenleri adamın bakış açısından izliyoruz. Her şeyin bittiği bugünden her şeyin başladığı ilk tanışma anına, oradan zihinsel çağrışımlarla farklı zamanlara uzanıyor hikaye. Böylelikle anlatıcı ve sevgilisi İnci’nin çocukluklarından ilk gençlik yıllarına, oradan aşklarını yaşadıkları ve tükettikleri günümüze kadar geçen hayat hikayelerinin tamamına nüfuz edebiliyoruz.

Olayları yaşayan ve o olaylardan yıllardır hayalini kurduğu romanını yazacak malzeme çıkarmaya çalışan anlatıcının bakış açısını kullanan Levi, merak duygusunu sürekli tutabilmek için ilerleyen sayfalarda açığa çıkacak gerilimleri, acıları, kötülükleri önceden haber veriyor. Biliyoruz ki, İnci’nin bir takım sırları var, biliyoruz ki, ilişkileri kıskançlıklara, kavgalara ve ayrılığa gebe ve biliyoruz ki, hikayeyi herkes başka bir yöne savrulduktan sonra anlatıyor adam. Ama yine de –belki de bu nedenle- sürekli bir beklenti içine sokuyor bizleri. İsmi verilmeyen roman kahramanı yazarın yaşıyla, işiyle ve ilgi alanlarıyla romanın yazarı Mario Levi’yi hatırlatıyor olması ise, otobiyografik anlatılardan hoşlanan okuyucular için merak duygusunu tetikleyecek bir başka “tuzak”.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla