Okuyanı okumayanı, seveni sevmeyeni bir şekilde şahit olmuştur onun kaleme aldıklarına. Unutulur mu?
•
“Ama ‘unutma’ diye birşey var mıdır gerçekte — kişi nasıl ‘unutur’ ki yaşadığı birşeyi?”(s.81)
•
Onu yaşamaya çalışanlar kafilesine dahil olmaktı amacım. Geç mi kaldım, belki.
•
1990’da başlıyor ‘benlik’ serüveni. 2005 yılına dek sürüyor bu yazım süreci. Aralıklarla.
•
Bir günde okuyup bitirdim diyenler var. Muhteşemsiniz. Ama onun eserleri bittikten sonra başlıyor unutmayınız. Ve onun cümleleriyle:
“Nereye kadar aldatabilir ki kişi kendini?”(s.61)
•
Yol diyecek, anlam diyecek, düşünce diyecek.
Kader diyecek, ölüm diyecek, yaşam diyecek.
Ve hepsinde de dönüp dolaşıp ‘benlik’e gelecek.
ben ve sen.
•
Hayıflanacak da mesela:
“Oysa, ulaşabilseydim, onun kovuğunda ne büyük bir hazine bulabilirdim...”(s.88)
•
‘Onun, kendinin ve oranın’ beklentisi, arayışı içinde olan ‘benliklere’ seslenecek Aruoba.
Yine Nietzsche, yine Wittgenstein, yine Spinoza ile. Buyurun.