Kemal Tahir'in hangi kitabını okusam, sanki oradaymışım da bir köşeden izliyormuşum hissine kapılırım. Devlet Ana
kitabında da bu hisse kapılmamak elde değil.
Kaplan Çavuş'un dükkanına gelen müşterisiyle sohbeti barut meselesine geldiğinde aldığı telaşı, yüzündeki o heyecanı ve
merakını sanki oradaymışım gibi bende nefesimi tutarak okudum.
Voyvoda Nurettin'in konağındaymışım da Osman Bey'in kancık Alişar'a cevap vermesini herkes gibi bende heyecanla beklemekteyim. Bekleyip oradakilerin yüzünü bir bir gözlerimle tarayıp aldıkları ifadeyi görmeye çabalamaktayım.
Bir uç beyliğinden koskoca bir devlet nasıl meydana gelmiştir? Bunu yapan o dönem insanlarının ortaya yüreklerini koymalarıdır. Dosta dostlukla, hayına düşmanca karşılık vererek büyümüşlerdir. Köylüyü, garibi, yoksulu ezmemişler; aksine korumuşlardır.
1290 yılının Anadolu’su bu eserde o kadar canlı ki adeta okurken elinizde bir kılıç at üzerinde kitabın içinde geziniyorsunuz.