Lettera Amorosa Hakkındaki Yorumlar

tan0006 29.01.2006
Doğan Hızlan'a göre şiir kavramı, şiir kuramı çalışmaları deyince İlhan Berk adı geliyor akla. İkinci Yeni şiirine dahil bir şair olarak öne çıkan İlhan Berk, bitmeyen bir arayış içinde, şiir üzerine sürekli çalışarak, ömrünün her döneminde şiir yazdı. İmgelerini geliştirmekle kalmadı, Pera'nın şiirini yazdı, bitkilerin, hatta 'şey'lerin şiirini de o yazdı. Onun için dokunduğu 'şey' şiir oluyor dediler biraz da bu yüzden. O, Arthur Rimbaud ve Ezra Pound'un kimi şiirlerini de çevirerek kitaplaştırdı. Kül adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu ve 'İstanbul' kitabı ile de Behçet Necatigil Şiir Ödüllerini kazanmış, 1983'te Deniz Eskisi kitabıyla Yedi Tepe şiir Armağını'nı 1988'de de Güzel Irmak ile Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü (F. Edgü ile) alması onun edebiyat tarihimizdeki yerini de pekiştirdi. Herkesin bir İlhan Berk'i vardır, düzyazı ile şiir arasında gidip gelen şiirlerinin hepimizin aşkına, yalnızlığına ve acısına dokunacak türden olmasından ötürü...
Lettera Amorosa'da, İlhan Berk'in düzyazı ile şiiri buluşturduğu bir çalışma. Kitapta şairin adeta nefes alışverişlerini hissediyorsunuz. Bir heyecanı taşıyan sıkış sıkış daktilo yazıları ve kenarları yanmış, yırtılmış sayfalar, karalanmış, hissedilmiş-vazgeçilmiş ve yeniden hissedilmiş el yazısı satırlar çıkıyor karşımıza. Bir duygu.. "Bazen, neden bilmem, seni durup dururken yıkıntılar, ölü denizler, ölü kentler arasında gördüğüm olur. (...) Ama ben yine de sizin böyle yıkıntılar, ölü kentler, ölü tarih içinden çıkıp gelmenizi anlayamıyorum. Ben ki bu dünyayı yeni kuruluyormuş, yeni görüyormuşum gibi bakmışımdır hep. Böylece de bu dünyada olmak (ki ben orda bir İlkçağlı gibi bulsam da kendimi) bana yetmiştir. Neyse işte. Seni ne zaman usumun yangınlarından kurtarıp kursam sen bana hep böyle insanlığın haline benzeyen (hem iyi ki öyle, bir insan başka türlü nasıl güzel olabilir?) yıkıntılar içinden gelip vuruyorsun. Belki de bu benim sana hüzünler yaratmak istemedendir. Böylece de insana en yakışan şeyi bulduğumu sanmam, onunla gönenmemdir. Ya da (bu belki şaşırtıcıdır ama) birden çok eski çağlara uzanıp, Nefertiti'yi (bilmem niçin Nefertiti?) düşünüp, sana tarihte bir yer aramak istememden geliyordur bu. Kim bilir? Yoksa başka niçin seni böyle yıkıntılar, ölü kentler, ölü tarih içinde kurayım?" Kitap, dört bölümden oluşuyor: Berk'in 80'li yıllarda Halikarnassos'ta yazdığı aşk mektupları, 90'lı yıllarda Lizbon'da yazdığı aşk mektupları, 2005 tarihli aşk şiirleri ve yazarın tıpkıbasım el yazıları. Kitap boyunca mektup ve şiirlerin adresi ise hep aynı kişi: O, ulaşılamayacak sevgili... İnsan, tarih, doğa, kutsal kitaplar, mitoloji, kentler; kısaca baktığı her şeyden şiir yaratan bir usta İlhan Berk.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla