Rus yazarlarında klasik bir durum olan uzun tasvirler, okuduğunuz metinde ben nerede kalmıştım dedirten ağır betimlemeler bu eserde de bulunuyor. Bununla birlikte kitabın kahramanı Çiçikov'un hikayesi çok akıcı bir şekilde yazılmış. Yazar Çiçikov'un özelinde o dönemde toplumda bulunan, fırsatçı ve açıkgöz kimseleri acımasızca değil ama acıyarak eleştirmektedir. Dönemin Rus halkının sefaleti, eğitimsizliği, Napolyon'un istilasından kalma ve toplumun aristokratları tarafından özenti halinde uygulanan, bir salgına dönüşen, oldukça bayağı kaçan Fransız kopyacılığı ise çok acımasızca eleştirilmektedir. Kitabın yazarının kitabı neşrettiği dönemde çok acımasızca eleştirildiği, toplumun herkes tarafından bilinen ama dile getirilmesi istenilmeyen vaziyetini açık yüreklilikle yazması sebebiyle bir çok kesim tarafından eleştirildiği düşünülürse, neden ikinci kitabı yazıp sonrasında da yaktığı daha kolay anlaşılmaktadır.