Sevgili Arsız Ölüm Hakkındaki Yorumlar

SALTY 01.10.2008
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bu kadar övgü aldığına göre iyi kitap demekki sevgili arsız ölüm. Ama ben okurken konuyu ve anlatımı klişe buldum. Bunu söylerken kitabı kötülemiyorum kimse yanlış anlamasın. Bana artık köyden kente geçiş, köylünün çektiği töresel ve uhrevi sıkıntılar, 30 sen eönceki köylü insanın verdiği hayat mücadelesi vs vs konular çok aşina gelmeye başladı. (Orjinalliğini yitirdi artık).GErek seyrettiğimiz filmlerde gerek dizilerde gerek okuduğumuz yazılan birçok kitapta yıllarca ve defalarca işlendi bu konu. Benim açımdan bir cazibesi ve ilginçliği kalmadı açıkçası. O yüzden okurken sıkıldım. Şayet bu tip hikayeleri seven varsa kitap aslında diğer arkadaşların yazdığı gibi başarılı ama benim gibi düşünüyorsanız hiç başlamayın derim...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (31)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Cengiz Temel
18.04.2015
Mistik duyguları barındıran, toplumların kimlik arayışı ve bir buhranda savrulmasını anlatan çok hoş okunası bir kitap.İçindeki karakterler bizden biri gibi.parçalanmış ve birbirinden habersiz aile bireylerini görmek mümkün.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla

Latife Tekin'i bu kitap ile öğrendim ve sonrasında hangi kitabı çıktıysa alıp okuma gereği duydum. Çünkü Sevgili Arsız Ölüm inanılmaz bir heyecanla beni kitap alemine sokuvermişti. Sürükleyici, insanın içinde bilmediğim bir yeri acıtan, bir azap yurdu gibi. Daralıp da "artık şu kuyudan çıksam" nefessizliği içinde haykırmak istedim ben. Sonra dönüp yeniden okudum işte. Ve yeniden daralmak için belki... İnsana yazar olmayı isteten, yazarlığa imrenerek baktıran bir kitap.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
ketermalkhot 01.08.2006
Latife Tekin'in en önemli iki eserinden biri. ve postmodern bir eser olduğunu söylemek zor değil eseri postmodern kılan en temel öğelerin başında anlatım tarzı olarak anılsa da daha detaylıca bakıldığında aslında eserin içeriğinde ufak şeylerin anlatısı olduğu dikkat çekmekte. Bu anlamda sevgili arsız ölüm hepimizin hayatından bir parça içeriyor bana göre kitabın en önemli başarılarından biri hem içerisinde yazıldığı coğrafyaya kalması hemde sanatsal tüm anlatımı sonuna kadar götürebilmesidir. Bu anlamda, Sevgili Arsız Ölüm, Cumhuriyet tarihinde bence yazılan en önemli romanlardan biri ama maalesefe ideolojik tutumlarla şişirilen koca koca, şişko yazarların gölgesinde bırakılmış mükemmel bir kalemin eseri. Edebiyattın her türlü tadı bu kitaptan alınabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Mustafa Solak 12.07.2006
Yine bir "tutunamayanlar"romanı 20.y.y. Türk modernleşmesinin ve köyden kente göçün sıkıntıları harika bir üslupla kaleme alınmış.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
SelenEskibina 22.03.2006
Bir romanı elimize aldığımızda ondan ne bekleriz? Okuduğumuz romanların çoğunda var olan gerçekçi bir olaylar dizisi, karakterler ve onların iç dünyaları, hissettikleri, düşündükleri, yaşantıları, yaşadıkları yer, tarih vb. Tüm bunlar klasik roman şeklinin sahip olduğu unsurlardır. Fakat Sevgili Arsız Ölüm, tüm bu bildiğimiz, hep karşılaştığımız romanlardan çok daha farklı, klasiklik ilkesinden çok uzak bir roman. Ele aldığı konu birçok romanda rastlayabileceğiniz bir konu: Köylü insanların yaşantısı ve köyden kente göç. Aslında köyden kente göç bu romanda ağırlık verilen bir öğe olmamış; fakat köylü insanların yaşayış biçimleri, sahip oldukları davranışlar, inançlar, ilginç âdetler ve aralarındaki ilişkiler esas olarak işlenen konu olarak karşımıza çıkıyor. Yazar olağandışı bir olay örgüsü ve destansı bir dille yazdığı bu romana aynı zamanda mizahî bir tatta katmış. Gerek karakterler gerekse yaşanan olaylar oldukça gülünç bir hale bürünmüş. Bir nevi gülümsemek için okunacak bir kitap gibi görülebilir Sevgili Arsız Ölüm.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Adnan Çelik 17.10.2005
SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM POSTMODERN BİR METİN Mİ?Latife Tekin 80 sonrası Türkiye edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer almasına rağmen bilinçli edebiyat okuru dışında pek tanınmış popüler bir isim değildir.Kayseri’nin bir köyünde doğan daha sonra İstanbul’a yerleşip köyden kente göçün birey üzerinde yarattığı bütün etkilenimleri bire bir yaşayan Tekin,yazdığı ilk kitap olan Sevgili Arsız Ölüm’de bu köyden kente göç hikayesinin bütün olası dışavurumlarını büyük bir ustalıkla anlatısına taşır.Yazar,anlatısına köyde yaşayan bir ailenin Anadolu’nun bütün otantik gelenekselliğini,yaşamlarındaki büyülü,cinli,perili ve efsunlu ayrıntıları taşıyarak adeta bir orta Anadolu mitolojisi inşa etmiştir.Anadolu halkının yaşamına yerleşmiş bütün sözlü kültür geleneğini kendi öz yaşam pratiğinin süzgecinden geçirerek adeta destansı bir yoğunluk içinde anlatısına taşıyan Tekin yazdığı ilk kitabı olmasına rağmen edebiyat dünyasında oldukça derin bir etki uyandırmıştır.Kimi edebiyat otoritelerince Gabriel Garciya Marquez’in yapıtlarına benzetilen Sevgili Arsız Ölüm gücünün büyük bir kısmını anadoludaki yoğun sözlü kültür geleneğinin böylesi büyük bir ustalıkla söyleme aktarılmasından alır.Yazar kendine özgü etkileyici üslubuyla adeta bir başyapıt yaratmıştır.Kitabın oldukça değişik bir tarzla yazıldığını ilk sayfalardan itibaren hissetmemek mümkün değildir.Çağdaş roman geleneğinin ana bileşenleri sayılan zaman,mekan ve olay olması gerektiği bağlamda kullanılmaktan ziyade adeta içice geçmiş ve hatta birbirlerinden ayırt edilemez olmuştur.Kitap genel olarak bu ana bileşenlerden olay lehine bir tavırla yazılmıştır.Klasik edebi metinlerde rastladığımız tasvir etme,betimleme,zaman ve mekan duygusunu güçlendirme yerine;sürekli birbiri üzerinden kayan bir olaylar dizisinin yoğun bombardımanı altında adeta bir göstergeler bolluğuyla karşılaşırız.Her sayfada olaydan olaya geçilen yoğun bir uyarıcı zenginliği karşısında okuyucuyu oldukça yoran ama olayın oluş sürecini sürekli canlı tutarak da okuyucuyu metnin zengin çağrışımsal alanına hapseden bir yapıt olarak okunan kitap son dönemlerde sık sık konuşulan postmodern roman kurgusuna da oldukça yakın gibi durmaktadır.Hem modern roman kuramının bileşenlerinin muğlak kullanımları hem de anlatının gerçekle, sözlü kültürün mitolojik kodlarını bir arada vererek adeta bir gerçeklik sorunu yaratması kitabı postmodern edebiyat kuramının gösterenlerine götürmektedir.Örneğin kitaptaki Dirmit karakterinin sürekli cansız nesnelerle konuşması,Atiye’nin öbür dünyayla bol bol iletişim kurması vb gibi durumlar ile kitapta sürekli olarak karşımıza çıkarılan gündelik hayata dair birtakım ayrıntıların bir arada verilmesi okuyucuyu gerçekle gerçekdışı arasındaki çizgide adeta desteksiz bırakır.Bazen öyle anlar olur ki neyin gerçek neyin gerçekdışı olduğunu kavrayamayacak kadar zihni karışan okur bir de eğer anadolunun o mitolojik öğelerine yabancı değilse iş içinden çıkılamayacak bir hal alır.Kitabı postmodern bir metin olarak kurgulamamıza kanıt olabilecek bir diğer ayrıntı da olayın geçtiği dönemde ülkede meydana gelen birtakım toplumsal durumların birebir verilmek yerine herkesin toplumsal bilinçdışında yer etmiş olan bazı çağrışım ve kodlar aracılığıyla aktarılmasıdır.Bu da postmodern kuramın bütün simgeciliğini taşıyan bir yöntemdir.çünkü postmodern romanda kodlar,simgeler ve göstergeler konuşur.Her şey apaçık verilmek yerine birtakım metafor ve eğretilemelerle aktarılır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla