Tarihin Saklanan Yüzü Hakkındaki Yorumlar

Bir kısım tarihçilerin görmezden geldiği, bir kısım tarihçilerin ise üstü kapalı olarak geçiştirdiği bir olay, tüm yönleriyle çok güzel bir biçimde ele alınmış. Mutlaka okunması gerekir, diye düşünüyorum.

İçindeki hikayeler Çetin Altan'ın üslubu ile çok keyifli anlatılmış. Bazı yerlerde kahkaha bile atabilirsiniz. Kesinlikle tavsiye ederim.

İçerik ilgi çekici, hadi anlatımda ilgi çekici. Yıllardır Türk tarihi ve Osmanlı tarihini sürekli farklı farklı kaynaklardan bol bol okuyorum. İkili söylemler öyle bir aktarılmışki, sanki 2 komşu aralarında dedikodu yapıyor gibi 1. Ağızdan vermiş cümleleri. Ordamıydın, gördünmü, duydunmu diye soracak olsak elbetteki cevap veremeyecektir. Ve mantıken bu şunu dedi bu bunu dedi, şuda şunu yaptı gibi isnatlarda bulunurken ne kadar belgelendirmiş, ne kadar temellendirmiş ona çok dikkat ettim. Temel yok, söylemlerini destekleyecek birşey yok. Anlatımlarını süslemiş ve Osmanlı 'yıda bol bol kötüleme kitabı olmuş çıkmış. Yahu diyorum 623 yıllık Osmanlı 'nın tek bir tane bile iyi yanı yokmu diye hayretler içinde bırakan bir yazarın kitabını okudum.

Tekrarlara düşen pek de etkileyici olmayan bir anlatımla; çok etkileyici bir konu anlatılınca o kitabı yine de okumak gerekiyor. Osmanlı tarihine bir de bu açıdan bakın; şehzade ve sadrazam cinayetleri, kimler geldi, kimler geçti?

İçerik çarpıcı olsa da kitabın genel olarak başarılı olduğu söylenemez

Bilinen tarihle ilgili algılarınızı sorgulamanızı sağlayacak bir kitap.

Çetin Altan'ın usta kaleminden Şanlı! tarihimizden kanlı sahneler.

TARİH SEVERLER İÇİN BAŞARILI..

kesinlikle çok güzel anlatılmış okunup tarihimizle övündüğümüz kadar ibret de almamızı sağlayacak güzel bir kitap

Bütün ülke halkının okuması gerekn bir kitap. Put kırıcı rahmetli yine putları kırmaya devam etmiş.

Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahları hakkında bir çok kaynak bulup okumakla beraber , sadrazamları konusunda tamamen farklı bir yaklaşım ile hazırlanmış ilginç bir kitap.

çetin altan dan tarihin gizlenen yüzünü okumak cidden ufuk açıcı.. i

bu kadar yanlı taraf tarihimizi kötüleyen bir kitap okumadım

Tarihin saklanan yüzü, herkesin gözünün olduğu Sadrazamlık makamına oturanların ortak ve hazin kaderini irdeliyor.

okunmaya değer bir kitap. dilinin akademik olmaması okunmasını kolaylaştırıyor.

çok güzel bir kitap çetin altan da darbeleri görmüş ve dönemin olaylarını bir tanığı olarak güvenilebilecek bir yazar

600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun tarih kitaplarında anlatılmayan yüzünü sermiş gözler önüne, aslında böylesine uzun bir tarihe yüzeysel değinmiş ama bir çok saklı gerçeği vurgulamış. Cumhuriyet tarihinde asılan tek başbakan tarihimize kara harflerle geçti, Osmanlı da her 8 yılda bir başkaban asıldı; Fatih emzikteki kardeşini boğdurdu, Kanuni oğlunu ve torunlarını öldürttü. Bostancıbaşı yani cellatlar başbakan yapıldı, ve daha nice gerçekler. Osmanlı zamanında kul iken bizlere vatandaş olma hakkını tanıyan Atatürk düşmanları okumalı en çok bu kitabı; diğerleri de okumalı ki cumhuriyet karşıtı takiyyecilerin günümüzün çağdaş patrona Halil, Kabakçı Mustafa ları olduklarını görmeli. Teşekkürler Çetin Altan.

Çetin altan basit bir dille Osmanlı tarihininin bugüne kadar günyüzüne çıkmamış olaylarını anlatmaya çalışmış.herkese tavsiye ediyorum.

Çetin Altan,tarih yazımında içi boş böbürlenmeciliğe karşı tepkisel olarak Osmanlı tarihinin en zayıf konularına değiniyor.Kitap iki bölüm:İdam edilen sadrazamlar ile öldürülmüş şehzadeler ve devrilmiş padişahlar.İlk bölümde yazar aynı konuları yineliyor.368 yılda 44 vezir-i azam katlediliyor.Her padişah,ya dedikodu ya rüşvet vb yüzünden sadrazamlarını idam ediyor.Yazar bu bölümde konularda ve kişilerde özgün olanı yakalayamıyor.Yazar ikinci bölümde daha başarılı.Tarihin ve kitabın konularına giriliyor.Yazar,büyük acıların ve trajedilerin değinildiği bu bölümde,haklı olarak "Neden büyük yapıtlar yazılamadı?" sorusunu gündeme getiriyor.Kundakta katledilen şehzadeler ve kardeşler tam bir canavarlık.Tüm bunlar iktidar için yapılıyor.Bu politik yöntemin "nizamı alemciler" tarafından Amerika ve CİA adına günümüze taşındığını gördük.Çetin Altan ikinci bölümde sonuçlar çıkarıyor.Hemen okunulan bir kitap.269sayfa.

Osmanlı tarihini farklı bir bakış açısı ile ele almış. Özellikle şehzadelerin öldürülmesini eleştiri üzerine yazılmış bir eser.

Atladığımız, gözden kaçırdığımız ve/ya gözden kaçırmamız istenen bir noktaya değinilmiş. Bilinç yalnızca iyi/ güzel/ zaferleri özümsemek değil, aynı zamanda kötü/ çirkin/ yenilgileri de özümsemektir.
Her ne kadar tekrarlara düşülmüş ve kimi iddialar için kaynakça ortaya konulmamış olsa da gözardı edilemeyecek argümanları da barındıran, tarihten her yönüyle ibret almak ve tarih bilinci oluşturabilmek adına güzel bir kitap

tarihe meraklı olanlara göre

Çetin ALTAN bir tarihçi değil, bu zaten biliniyor. Kimse akademik bir kitap beklemesin fakat ben yine de tarihçi kimliği taşımayan, işi magazinleştiren, tarih analizini taraflı olarak at gözlüğü ile yapan başka bir yazar okumadım sanırım. Tarih masal anlatır gibi -mış, -miş ile anlatılmaz. Mahalle dedikodusu gibi tarihte anlatılmaz. Okudukça hayretler içerisinde kaldım. Çok yazık.

Öldürülen 44 vezirazamdan bahseden bu kitap osmanlı devleti zamanında ortalama 8 yılda 1 vezirazamın idamını gözler önüne seriyor.Fatih Sultan Mehmet 3 Sadrazamını idam ettirmiştir.Bunlardan biride Candarlıdır.Böylece Osmanlıda Devşirme dönemi de başlamıştır.

Çetin Altan sömürülmesi gereken bir kültür abidesi! Bu kültürden abidesinden herkesin faydalanmasını tavsiye ederim! Bu kitap için ise: Bize Osmanlı'nın ne kadar büyük olduğu hatasız(!) yönetildiği anlatıldı hep! Bu yanlış ama bu kitap ta tam tersi olarak Osmanlı'yı kelimenin tam anlamıyla hatalar(!) imparatorluğu olarak göstermiş! Her iki tarafı da bilmek en iyisi diye düşünüyorum!

Kimileri geldi göklere çıkardı, kimileri geldi yerin dibine soktu ama herkes kendi fikrince bir şey söyledi. Bu da Çetin Altan'ın kaleminden çıkan ve gerçekçi bir tarihi roman. Sayıları aklınızda tutmaya bakmayın, sadece kitabı okuyo gerçekleri görün.

Üstat Altan farklı ama insan olduğumuzu yüzümüze çarpan bir pencereden baktırıyor herşeye olduğu gibi tarihimize de.Resmi paradigmanın beyinlerimizi nasıl iğdiş ettiğini merak eden herkese üstadın tüm eserlerini tavsiye ederim.

Çtin Altanın kitapları içinde en çok sevdigim ve bir solukta okudugum tek kitap.Tamam kabul ediyoru 600 yılık osmanlı tarihi şanlı bir geçmişe sahiptir.Ama ne yazıkkı bu şanlı tarih içerisinde 44 veziri azam şu veya bu sebebe idam edilmiş şehzadeler öldürülmüş padişahlar tahttan indirilmiş ve osmanlı sarayındaki entrikalar Bizansı bile geçmiştir.Ortalıga yayılan basit bir dedikodu ile idam edilen veziriazamlar tarihimizin kara bir lekesidir.Çetin Altan tarihimizin sadece iyi yönlerinin degil kötü yönlerinide bilnmesi gerktigini bu kitabı yazarak göstermiştir.

Kitabın olağanüstü akıcılığıyla Osmanlı dönemindeb bilmediklerinizi öğreniyorsununuz. Çetin Altan eseri gerçekten çok okunur kılmış..

çetin altan'ın osmanlı da öldürülen vezir-i azamları, şehzadeleri ve devrilmiş padişahları anlattığı kitabı.

çok da keyifli bulmadığım bu kitabı sırf çetin altan'ın yerinde ve cuk oturan tespitlerinin hatırına okudum. kullar ve sultanlar kitabının daha detaylı bir açılımı gibi gözüken bu kitapta, bahsettiğim detay bu kez devrilen padişahların yanısıra öldürülen sadrazam ve şehzadeleri de anlatması.

yalnız kitabın gitti, geldi, sadrazamlıktan attı, geri aldı, boğdurdu, öldürttü gibi sık sık birbirini tekrar eden noktaları, bu kitapla haşır neşir olmamımın önüne geçti.

Çetin Altan tarihçi değil ama iyi bir yazar. Kitabında bir çok ilginç şey anlatmış. Ama anlattıklarını hangi kaynağa dayanarak yazmış bunlar yok ortada. Benim anlattıklarım şu şu eserlerde de anlatılıyor diye bir şey belirtmemiş. Bu da eserin pek önemsenecek bir eser olmadığını gösteriyor kanımca.

çetin altan osmanlı tarihindeki idam edilen sadrazam ve hanedan üyelerinin hikayelerinin tek tek anlatırken osmanlının neden geri kaldığını da geri planda olsa da sorguluyor.ne kadar objektif bilgiler sunan bir kitap olsa da (kitaptaki bilgilerin doğruluğuna şüphe yok) tarihi tek bir kavram üzerinde yorumlaması ve bunun sonucunda batı dünyasındaki bilimsel gelişmelerin olduğu esnada bizde bunlar oluyordu demenin gereksizliği de malum.

Kitabı okuduğunuzda tarih hakkında pek de bir şey öğrenmediğinizi farkedeceksiniz. Kitapta bu tür yazarlardan beklenildiği gibi yine Osmanlı'nın kusurlu yanları üzerinde durulmuş.Bunun yanında yine bu kusurlardan bir ders çıkarmak amaçlanmazken tümüyle Osmanlı karalanmaya çalışılmış.Yazar öldürülen şehzadelerden bahsediyor.Tabi ki şehzade olsun olmasın bir insanın öldürülmesine onay verecek değiliz.Fakat günün şartları maalesef böyle vahim olayları gerektiriyordu.Günün şartlarında, bırakın şehzade olmayı normal bir vatandaş bile ben peygamberim iddiaıyla ortaya çıkıp,yirmi- otuz bin taraftar toplayabiliyordu.Kaldı ki bir şehzadenin kaç taraftar toplayacağını varın siz düşünün.Böylelikle her şehzade ayaklansa ülke bütünlüğünü nasıl koruyabilirsiniz.Burada Yavuz Sultan Selim örneğini vermek yerinde olur sanırım.Mısır'a sefer düzenlemeye karar veren padişah maalesef buna cesaret edemiyordu.Çünkü arkasında 6 tane şehade bırakacaktı.Sefere çıktıktan sonra tüm kardeşlerinin ayaklanacağını düşünen Yavuz sonunda tüm kardeşlerini öldürttü ve Mısır'a sefere çıktı.Sonucu hepiniz biliyorsunuz zaten.Kardeş katli yasaklanıp 3.Ahmet tarafından kafes üsulü getirildiğinde ise Osmanlı'nın düştüğü durumları anlatmama gerek yok herhalde.

bu kitabı okuyunca bütün tarihin saklanmış kısımları aydınlığa çıkmıyor elbette. üstad çok güzel yazmış ama kısa yazmış. daha fazla şey bilmek istiyor insan. aslında osmanlı tarihi konusunda son zamanlarda fazlasıyla bilgilendirici ciddi kitaplar çıktı. üstadın yazdıkları ilk kez yazılan şeyler değil belki ama O bi başka güzel yazmış. keşke 50 yıl önce olanların da saklanan yüzünü yazsa...