Akşam Güneşi Hakkındaki Yorumlar

Sıradışı bir aşk... Böylesini belki de ilkk kez okuyacaksınız.

bu dönem eserlerini ve reşat nuriyi sevenler için gerçekten güzel bir kitap.

OKUDUĞUM EN GÜZEL ROMAN DENEBİLİR.

eser, üstadın en başarılı anlatım gücüne sahip olduğu konu olan umutsuz bir aşk hikayesini anlatıyor. hayatın içindeki amansız mücadelelerin içerisinde insanların isteseler de unutamayacakları ve yok sayamayacakları yegane şey olan aşkın edebiyatımızdaki en naif anlatımlarından biri. beğendim.

Güzel bir aşk hikayesi, filmi de çekildi fakat kitabını okumanızı tavsiye ederim.

reşat nurinin en sevdiim kitaplarından biri gerçek tertemiz bir aşk hikayessi eniştesine aşık küçük bir kız ve yegenine aşık bir adam kitabın asıl kısmına biraz gec geliyo ama kesinlikle sıkıcı değil cok güzel bi ask hikayesi okunması gereken bir kitap

daha etkileyici bir son bekiliyordum.jülide reşat nurinin bir feride si bir lamia sı gibi olamadı.kitap duygu yönünden fena değildi. fakat olaylar çok durağandı.bazen hikaye tıkanıyordu.reşat nuri nin diğer romanlarına görede zayıftı.ama yinede boş vakti olanlar için okunabilirdir.

En az Çalıkuşu romanı kadar harika . Çok akıcı bir dile sahip. Ama sonu hazin. Kesinlikle tavsiye edilir.

Hayat her zaman umduğumuz gibi gitmeyebilir. Fakat değişikliklere kendimizi hazırlamalıyız. Bu düsturla yazılmış bir kitap.

uzun süre oldu okuyalı ama halen daha aklımdan çıkmayan aşk hikayesi gerçekten müthiş bir yazar ve müthiş bir aşk hikayesi . sevdiğini belli etmemek için yapılan tartışmalar . jülidenin küçüklükten beri sevdiği kişi tekrar okuyacağım bir kitap .

Resat nuri'nin aksam gunesi'ni epey gecikmeli de olsa yeni okudum. Resat nuri cok basarili bir yazar. Kendine has uslubu olan bir isim. 1926'da nesrettigi bu romani da onun cizgisine uygun. Hareketli bir gencligin ardindan adeta inzivaya cekilen eski bir zabitin gonul hikayesi var eserde. Bir acimak, calikusu seviyesinde degil ama basarili bir roman.

Çalıkuşu romanından sonra kitaplarında aynı tadı alamayacağımı düşünüp bu kitabı okumaya başladım ve yanıldığımı fark ettim.

Güzel bir günden geriye yalnzca akşam üzerleri kalır...

Eser, hareketli bir hayattan sonra hasta olan bir adamın başından geçen olayları ve aşklarını anlatıyor.
Olaylar başlangışta akıcıdır, fakat sonlara doğru okuyucuyu fazla etkileyememiştir. Eserde yabancı tamlamalar kullanılmasına rağmaen, anlaşılır bir dille yazılmıştır.

"Yer beni, yer beni
Yüreğime bir kurt düştü
Gece, gündüz yer beni
Ben bu dertten ölürsem
Kabul etmez yer beni..."

Ben çalıkuşu'ndan sonra okumuştum. oyüzden ondaki tadı bu kitapta bulamamıştım. ama yinede de çok güzel bir eserdir. yazarın dili üslübu Türkçe için paha biçilmez doğrusu...

Reşat nurinin ölümsüz romanlarından biri... Jülidenin hikayesi ilginizi çekecek.

Akşam Güneşi.... İçimi sıcacık yapan bir roman. Yasak bir aşka tutulan bir genç kız. İntiharı düşünecek kadar çok acı çekerken yeniden yaşama gücü bulması ve hayata tutunması. Ama başka birinin ise kendinde bu gücü bulamaması. Güzel bir roman. Reşat Nuri Güntekin'in diğer eserlerinde olduğu gibi sürükleyicilik ön planda.

Reşet Nuri Güntekin'in en güzel romanlarından bir tanesi, Reşat Nuri deyince insanın aklına ilk Çalıkuşu geliyor ama bence Çalıkuşundan bile daha güzel bir kitap. Ve yazar çok güzel betimliyor hikayeyi, olayların içinde buluveriyorsunuz kendinizi.

bir reşat nuri klasiği.benim gibi onun kitaplarına bayılıyorsanız bunu da çok seveceksiniz.çalıkuşuyla yarışır diyebilirim.çaresiz bir aaşk hikayesi daha ziyade yaşanamayan bir aşk..

Ne yazsa okurum diyebileceğiniz muhteşem bir yazar Reşat Nuri. Ve Reşat Nuri'nin en güzel kitaplarından bir tanesi. Kitabı okurken içinde kaybolacaksınız.Jülideyle teyzesiyle eniştesiyle aynı çiftlikte yaşadığınızı hissedeceksini. Kesinlikle okunması gereken bir kitap

Reşat Nuri'nin gölgede kalmış eserlerinden bir tanesi. Yaprak Dökümü yada Çalıkuşu kadar popüler olmamasının sebebinide anlamış değilim. Oysa, son derece aşk yüklü bir drama. Gerçeklerin her zaman göründüğü gibi olmadığını acı bir şekilde anlatan bir eser aynı zamanda. Reşat Nurinin Sönmüş Yıldızlar la birlikte en sevdiğim eserlerinden biridir Akşam Güneşi.

nazmi beyin janti kişiliğinde kendinizi gördüğünüzde niye bukadar çabuk pes etti diye mutlaka kızacaksınız m.s adasına nasıl olurda gider nasıl olurda canlı canlı ölüme tamam derdi. iyiki vardı julide. aşk bu derece biraz tehlikeli biraz zor biraz cesaretin ötesindeydi. yaşamak yaşamamak kadar azap veriyordu. çok hoş bir kitap.

insanın hayatında hiç beklemediği şeyler olabileceğini ve insanın nasıl imkansız duygular hissedebileceğini ve bunlara engel olamadığını bu duyguların insana acı verdiğini anlatan bir roman ustaca yazılmış ve betimlemeler kitabın içeriğinden kopmadan yapılmış harika bir roman.

Eser, hareketli bir hayattan sonra hasta olan bir adamın başından geçen olayları ve aşklarını anlatıyor.
Hayat her zaman umduğumuz gibi gitmeyebilir, fakat değişikliklere kendimizi hazırlamalıyız.
Olaylar başlangıçta akıcıdır, fakat sonlara doğru okuyucuyu fazla etkileyememiştir. Eserde yabancı tamlamalar kullanılmasına rağmaen, anlaşılır bir dille yazılmıştır.

Raşat nuri güntekin her zmanki gibi bu kitabındada çok iyi ve güzel bir anlatım sergilemiş Jülideyi öyle akıcı bir dille anlatmış ki insan bir ana kendini kaptırıyor nasıl ki çalıkuşunu okuyanlar bilirler oradaki Feride hem çok hırçın hem de çok duygusaldı işte jülidede aynen feride gibi ama hayat hikayesi çok farklı herkes okumalı diye düşünüyorum....

yine reşat nurinin doyumsuz eserlerinden.bu kitabı okurken kendimden geçtim ayrıca çok akıcı ve hareketli okuyun derim

Jülide, Nazmi Bey'in akrabasıdır ve kalmak üzere yanına gelir.Daha sonra Jülide'de Nazmi beye karşı bir ilgi uyanmaya başlar ama bu ilgiyi az çok saklamayı da başarır.Nazmi bey bunu öğrendiğinde olmayacak şeylere ümit bağlanmaması için Jülide'yi evlendirir kitap biter.
Reşat Nuri Güntekin Aşk romanlarını gerçekten çok güzel yazıyor.Ben şahsen roman yazma konusunda ve karakter tahlilnde Reşat Nuri'nin özel bir yeteneği olduğunu düşünmekteyim.Okurken duygularınıza hakim olamayacaksınız...

Eser, hareketli bir hayattan sonra hasta olan bir adamın başından geçen olayları ve aşklarını anlatıyor.

Eserin kahramanlarından Necati küçük yaşta annesini ve babasını kaybedene kadar ailesiyle birlikte Büyükada’da yaşar. Amcası onu İstanbul’a yanına alır ve büyütür. Amcasının iki kızı vardır. Necati orta okulu bitirdikten sonra askeri okula girer. Buradan mezun olduktan sonra amcasının yardımıyla Fransa’ya askeri akademiye girer. Fransa’da gönlünü epeyce eğlendirir. Buradan mezun olduktan sonra İstanbul’a döner. İstanbul’dan Şam’a tayini çıkar. Şam’da sıkıcı iki yıl geçirdikten sonra Bulgaristan’a tayini çıkar. Bu göreve gitmeden önce bir aylığına izin alır. Amcasının yanına gider. Burada amcasının büyük kızı, kocası ile sorunları yüzünden kendisini vurur ve felç olur. Kızıyla birlikte babasının yanına taşınırlar. Bu tatil sırasında Necati gönlünü komşu kızı Zehra’ya kaptırır ve kendisini beklemesini söyler.

Necati Bulgaristan’a giderken bir Türk çetesi treni durdurur. Necati’nin subay olduğunu anlarlar ve çeteye dahil ederler. Bu Türk çetesi Rum çeteleri ile çatışmalara girerler. Bir çatışmada Necati ağır yaralanır ve yolunu kaybeder. Dört gün gibi bir süre terk edimiş değirmende kalır. Birisi onu bu yerde bulur ve bir hastahaneye götürür. Değirmende kalırken çok kan kaybeder ve yarası mikrop kapar. Doktorlar, Necati’ye bundan sonraki yaşamında heyecan yaşamamasını, eğer çok heyecanlanırsa öleceğini söyler. İyileştikten sonra hastahaneden ayrılır ve İstanbul’a amcasının yanına döner. İstanbul’a gidince durumu Zehra’ya açıklar ve ondan ayrılır. Necati’nin amcası görev sırasında ölmüştür ve yeni haberi olur. Nilgün, Necati ile ilgilenir ve ona bakar. Bir süre sonra Nilgün, Necati ile evlenir. Hastalığından dolayı düzenli bir hayat sürmek için babasından miras kalan Büyükada’daki çiftliğe yerleşir. Bir süre sonra Leyla çifliğe ziyarete gelir. Leyla büyümüş ve genç bir kız olmuştur. Necati ve Leyla çiftlikte gezerler, ata binerler, beraber dolaşırlar. Bu sırada birbirlerine bağlanırlar. Ve bir gün baloda Leyla ile dans ederken aşırı heyecanlanır ve ölür.

Kitapta hayatın herzaman umduğumuz gibi gitmeyebileceği, fakat değişikliklere hazırlıklı olmamız gerektiği yönünde bir anafikir işlenmiş. Reşat Nuri Güntekin'in "Yaprak Dökümü" ve "Çalıkuşu" adlı eserinden sonra en çok bilinen ve okunan eseri. Tavsiye ederim.

Aşkın nasıl olduğunun ve aşkın sınır tanımadığının anlatıldığı bir kitap tavsiye ederim.

Eser başlangıçta çok hareketli bir hayatı olan ele avuca sığmayan bir gencin hasta olduktan sonra başından geçen olayları ve aşkları anlatıyor...

Kitaptan da hayatımızın her zaman umduğumuz gibi gitmemesi toz pembe olan hayatın bir gün acımasız olduğu dersini çıkarabiliriz...

Aradaki yaş farkına ve de ailevi ilişkiye rağmen aşk ne demek onu anlıyorsunuz! Hayatın toz pembe olmadığını fark eden herkese. Aslında herkesin kendinden bir parça bulacağı bir eser.

Gerçekçiliği ile yine sizi içine çekebilecek bir eser yaratmış Reşat Nuri. Hızlı bir hayat yaşayan Nazmi'nin sessiz ada yaşamına uyum sağlamaya başlaması fazla uzun sürmüyor. İnsanın içindeki dalgalanmaları çok iyi yansıtmış, Reşat Nuri Güntekin yine ustalığını konuşturmuş.

Çok başarılı bir roman.Gençliğinde ele avuca sığmayan,sorumsuz Nazmi'nin bazı sağlık sorunları nedeniyle yerleştiği adadaki sakin hayatı anlatılıyor.Nazmi'nin ruhunda ise karakterinden kaynaklanan fırtınalar uçuşmaktadır.Nazmi Bey'in hayatındaki o eski fırtınalar akraba kızı Jülide'nin adaya gelmesiyle yeniden başlar.Nazmi edebiyatımızda çizilmiş en başarılı erkek karakterlerden biri gibi görünüyor...

Akşam Güneşi adlı eserde yine usta kalem Reşat Nuri Güntekinin imzası var. Bu kitapta da diğerlerinde olduğu gibi kendimizden içimizden birini anlatıyor Güntekin. Bu harikulade eseri mutlaka okumanızı tavisye ederim.