Erich Fromm çok yönlü bir düşünür. Hem bir felsefeci hem bir antropolog hem de iyi bir tarih yorumlayıcısı. Bu özellikleri onu ve görüşlerini daha da değerli kılıyor bence.
•
Bu eserinde özellikle iki isme odaklanıyor:
Karl Marx ve Sigmund Freud.
•
İnsan ve içinde bulunduğu topluma dair bazı örnekler sunarak giriş yapıyor konuya. Sahip olduğumuz düşüncelerin bize mi ait yoksa toplumun dayatmalarına mı ait olduğunu irdelemeye çalışıyor.
•
Devamında Marx ve Freud’un fikirleri üzerinden bir kıyaslamaya giriyor. Benzerlikleri ve farklılıklarına parmak basıyor.
•
Marx’ın ‘toplum tarafından şekillendirilen insan’ görüşüne karşılık; Freud’un ‘aile tarafından biçimlendirilen insan’ görüşünü ifade ediyor.
•
Ve özellikle “Yanılsama” sözcüğü eserin temelinde yer almaktadır.
Düşündüğümüz, söylediğimiz veya söylenildiği gibi midir her şey?