Edebiyat ve sanat dünyası çok ilginç günler geçiriyor. Bir yanda "Da Vinci'nin Şifresi" kitabı, filmi ile ortalığı sallarken bir yandan geçen hafta tavsiye üzerine okuduğum PEYMANİ adlı roman ile ortalık şifreler ile tılsımlar ile dolup taştığını gördüm. İlginç ve gizemli olaylara karşı her zaman ilgisi olan ben sanatta son zamanlar ağırlık kazanan ve gizemli olayları ve tarikatları, oluşumları, yaşamları, tılsımları inceleyen ve konu alan bu tür sanat eserlerine karşı ilgi duyduğumdan gelişmeler karşısında mutlulukta duymuyor değilim.
PEYMANİ–Tılsım adlı roman ise gerek konusu ve kurgusu gerekse yazılım tekniği açısından hoş bir roman olmuş. Yazarı (ki tanıdık gelmedi) Murat ÇAVGA’ya ayrıca teşekkür ederim. Romanda Üzeyir Amca denilen (ki ben bunu yakın zamanda Üzeyir garih cinayeti ile bağdaştırdım) birisinin ölümü ile başlayan olaylar silsilesinde ortaya çıkan ve ismi PEYMANİ olan gizemli bir tılsımın tarihte nasıl yazıldığı konu ediliyor ve bir anda kendinizi II Abdülhamit dönemide buluyorsunuz. Bu dönemde kurulan bir sufi dergahında kurulan gizli haberalma örgütü ile saraya haber ulaştırma tekniklerinde şiirler cifir denilen bir gizli ilimle kullanılıyor. O dönemde geçen siyasi olaylar silsilesinde bir anda karşınızda zahit, isabel, ezoli usta, mahremi kadın, peyman gibi bir çok garip kişilik çıkıveriyor. Kurgu öylesine gerçeğe yakınki yaşanan olayların ardında tekkenin kurucusu olan peymanın yazdığı tılsım II. Abdülhamit’e düzenlenen suikastten nasıl kurtulduğuna varana değil gerçekleşen olaylar zinciri sizi yine günümüzdeki yaşanan olaylara esrarlı bir şekilde getiriveriyor. Bence PEYMANİ bir çok sebepten dolayı ki bu kurgu, tarih, aşk anlayışı, polisiye edebiyat olarak incelenmesi ve okunması gerekli bir başyapıt olarak ilerde hak ettiği yeri alacaktır. Kaçırmamanızı tavsiye ederim.