Kitabın yazarını Kanal B'de bir programda izlemiştim. Sürekli bilimsellikten dem vurmasından dolayı kitabın da bilimsel bir yaklaşımla yazıldığını düşünmüştüm. Fakat okuyunca kitabın, bilimsel nitelikten çok, birşeyleri kabul ettirme isteğinin daha ağır bastığı, bu yüzden de propagandavari ve amatör bir havanın hakim olduğu bir eser olduğunu gördüm. Özellikle ilk 50 ya da 60 sayfada sürekli aynı şeylerin tekrar edilmesi, bilimsel beklentiler içinde olan biri için, gerçekten irite edici olmuş.
Kişinin kendi kabulü temelinde etnikliğin geçerli olduğunu, yani ''kendini ne olarak görüyorsan o etnisitedesindir''in geçerli olduğunu savunuyor. Bir ülkenin etnik mozaik olabilmesi için kişinin kendi kabulü bazındaki etnikliğin %35'in üzerinde olması gerektiği fakat ülkemizde bunun %13'lerde kaldığını tespit ediyor. Bu bağlamda Türkiye'nin etnik bir mozaik olmadığını söylüyor. Etniklik konusunun, dış güçlerin sürekli kışkırtmasıyla gündemde tutulduğunu -ki bu konuda tabii ki haklı- fakat bu konuda zaten bilimsel yönden, çarpıtılmadan bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti devletini endişeye düşürecek bir durumun söz konusu olmadığını, bu yüzden de bu konudan kaçılmayarak, bilimsel bir yaklaşımla bütün gerçeklerin ortaya konmasının bir devlet politikası olması gerektiğinden bahsediyor.
Kitap her ne kadar çok da başarılı bir üslupla yazılmamış olursa olsun, etnikliğin tespitinde belirlenen yöntem ana dil bile olsa, temel aldığı savı, yani ülkeyi bölmeyi gerektirecek çapta bir etnik çeşitlilik ve çoğunluktan söz edilemeyeceğini kanıtladığı görüşündeyim.
Sonuç olarak, emperyalist planlar doğrultusunda, farklı etnik kökenlerdeki Türk vatandaşlarımızın yüzyılı aşan bir zamandır 'kaşındığını' yerine koymalıyız. Bence birleşilmesi ve üzerinde durulması gereken konu: Ne kadar farklı olduğumuzun değil, bu ülke içinde nasıl beraber birşeyler yapabileceğimizin tartışılmasıdır. Devletin de, farklılaşma peşindeki ülke insanlarının da ayrı ayrı çuvaldızı kendilerine batırmaları, sonra da bütünleşip elimizdekini yitirmeden nasıl yüzyıllardır beraber ilerlediysek şimdi de aynı beraberliği sağlayıp ilerlememiz gerekmektedir diye düşünüyorum...