Gelişigüzel, ölçmeden, tartmadan konuşan ve bu yüzden çok zarar görenler hakkında ‘Dilim seni neydeyim, dilim dilim edeyim’ atasözü ne de güzel ifade ediyor insanın pişmanlığını. Aslında bazı sözler sadece psikolojik pişmanlıkla kalmaz, insanın çok sevdiği şeyleri de alıp götürür imanı gibi. İşte ortalıkta dolaşan, söylerken sözün nereye uzandığı düşünülmeden söylenen sözlerin bir kısmının bir araya gelmesi ile oluşmuş haberdar olunması ve söyleyenlerin uyandırılması için cirmi küçük etkisi büyük nadide kitaplardan birisi. Elinize sağlık Mehmet Bey.
Kitaptan alıntılar ve hangi sözlerden oluştuğu ile sizleri baş başa bırakıyorum:
İman insanın en büyük sermayesidir. İnsan imanı elde etmek için aklını, iradesini, gücünü, kuvvetini velhasılı bütün imkanlarını seferber eder. Çünkü imansız bir hayat, hayat değil, manevi bir ölümdür. (s.7)
İman bir nimettir; iman nimetinin üzerine başka bir nimet yoktur. Diğer nimetler ona bağlıdır. Çünkü her şey imanla vardır. (s.8)
İmanı elde ettikten, imana sahip olduktan sonra önemli bir aşama da imanı muhafaza etmek, korumak, yıpranmasına, zayıflamasına, herhangi bir tehlikeye maruz kalmamasına çalışmaktır. (s.9)
İnanan bir insan her konuda olduğu gibi, imani meselelerde de ağızdan çıkan sözlere dikkat etmeli, imana aykırı sözlerle dilini kirletmemelidir. Şayet umursamaz bir şekilde, dikkat etmeden, sözün nereye vardığını, nasıl bir sonuç doğuracağını düşünmeden imana aykırı sözleri söylerse, Allah korusun imanını kaybedebilir. (s.9)
Böyle bir hataya düşmemek için akıllı, dikkatli ve titiz davranırken, hatasının farkına varır varmaz da, hemen tedbirini almalı, bir an önce tevbe istiğfar etmeli, imanını yenilemeli, kelime-i şehadet getirerek taze bir imanla yeniden hayata başlamalıdır. (s.9)
Fakat bu esnada ağzından imana aykırı bir söz çıkmış ise “eyvah! Ben ne yaptım, imanım gitti, dinden çıktım” diyerek herhangi bir ümitsizliğe ve yılgınlığa düşmemeli, şeytanın oyununa gelmemelidir. Çünkü şeytan şu veya bu şekilde insanı imana aykırı söz söylemeye teşvik eder, imana ters düşen sözleri söyletir, sonra da kişiyi kendi haline bırakır, onu ümitsizliğe düşürür. “Artık sen dinden çıktın, bir daha dine dönemezsin, Allah seni kabul etmez” gibi düşünce ve tuzaklar kurarak insanı felakete sürükler.
Bunun için “hatadan dönmek fazilettir” sözünü hatırlayarak, hemen pişmanlık duymalı, kusurumuzu itiraf ederek Allah’ın rahmetine sığınmalı, O’nun bağışına ve affına yönelmeliyiz.
Bu sözleri söyleyenler küfre girer mi? Bir Müslüman bilmeyerek söylediği küfür manasına gelen sözlerden dolayı küfre girmeyeceği hakkında “Bazen kelam küfür görünür, fakat sahibi kafir sayılmaz.”
Yüce Rabbim, imanımızı her türlü tehlikelerden korusun, yanlışlardan, hatalardan ve günahlardan muhafaza eylesin.
“Biz Müslüman’ız, İslam’a varız, ama şeriata yokuz, şeriatı kabul etmiyoruz; şeriat Ortaçağ’ın karanlığına dönmektir” diyenler, “Kur’an, sünnet, icma ve kıyas kaynaklarına dayanan İslam’ın bir kısmını kabul ediyoruz, ama bir kısmını kabul etmiyoruz demiş oluyorlar. (Hayrettin Karaman)(s.53)
“O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner / Azrail’e ‘Hoş geldin’ diyebilmekte hüner.” (s.79)
Sünnet, bir pusuladır, bir haritadır, bir kılavuzdur, bir yol göstericidir, bir rehberdir. Bunun için sünnet bilinmeden yola çıkılmaz. (s.90)
“Alim, ilim ve amel cennettedir. Eğer alim ilmiyle amel etmezse, ilim ve amek cennete olur; alim ise cehenneme gider” (Kenzül-Ummâl, 4/28) İmam Gazali de bu hadis şu sözüyle açıklar: “İlmi ile amel etmeyen alim, başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğneye benzer.” (s.132)
* Allah gelse, seni elimden alamaz. Ben Allah mallah tanımam, şu işe Allah’ın bile gücü yetmez. (s.11)
* Allah beni mi görüp duracak? (s.15)
* Burası Allah’ın unuttuğu yer! (s.19)
* Burada Allah’ın yeri yok! (s.23)
* Allah deseydi yapmazdım! (s.27)
* Allahlık Ali Bey! (s.31)
* Allah Baba! (s.34)
* Yukarıda Allah var. (s.37)
* Allah’a lazımmış ki öldü. (s.42)
* Cimrilerin Allah’ı. (s.45)
* Kahrolsun şeriat! (s.49)
* Kader utansın. (s.55)
* Kahpe felek. (s.63)
* Fala inanma, falsız da kalma. (s.67)
* Azrail suratlı adam! (s.72)
* Nuh der, peygamber demez. (s.80)
* Ne günah işledim ki, tevbe edeyim? (s.84)
* Sünnetin yeri mi şimdi, o eskidenmiş. (s.89)
* Bir yudum alsan ne olur? Aslan sütü bu. (s.95)
* Seninle cennete bile girmem. (s.101)
* Yalansız iş mi var? Faiz yemeyen mi var? (s.105)
* Sen namazı boş ver, benim kalbime bak. (s.111)
* Onda iman ne gezer. (s.116)
* İmalat hatası! (s.121)
* Öküz aleyhisselam! (s.127)
* Kıyamet hacılarla hocalar yüzünden kopacak. (s.131)
* Tabiat yarattı. Doğanın mucizesi. (s.138)
* Ahirete gidip gelen mi var? (s.143)
* Kur’an çarpsın Allah Çarpsın Ekmek çarpsın. (s.149)
* Allah kahretsin! (s.154)
* Lanet olsun! (s.158)
* Beddua etmek. (s.164)
* Her küfür söz söyleyeni küfre götürür mü? (s.167)
* İmanı tehlikeye atan diğer sözler: (s.170)
* İnanmayan birine‘Allah rahmet eylesin’ demek.
* ‘Dinim, imanım gevredi’
*Allah’tan korkmaz mısın denildiğinde korkmam demek Müslüman değil misin’e değilim
* Hasta olan birine ‘Allah seni unuttu’ demek
* Birisine ‘onun hakkından Allah gelemez, bak ben nasıl geliyorum’
* Bir işi için ‘Allah’ın hiç işi kalmamış da bununla mı uğraşacak’
* Hastalığı ağırlaşan biri ‘Allahım canımı al da kurtar ister Müslüman ister kafir
* Haram yemek ne tatlı şeymiş demek
* ‘Dünya için ahretini terk etme!’ diyene ‘Ben veresiye için peşin olanı bırakmam’ demek
* ‘Falan bana ne meretse yaparım, gavur ol dese bile olurum’ demek
* Fakir bir kişinin ‘Allah falana çok veriyor, bana az veriyor, böyle adalet olur mu?’ demek
* Kendisine ‘Namaz kıl’ denildiğinde ‘Namaz karın doyurmuyor, karnım mı doyacak’ demek
* Bu nasıl şeriatmış, ben talak malak tanımam’ demek.