Liman Paşa, hiç bir ön hazırlık yapmadan, dillerinden hiç anlamadığı bir ülkede görev yapmak durumundadır.Görev yapmak durumunda kaldığı ülke de 1.Dünya Savaşında 6 cephede savaşan Osmanlı İmparatorluğudur. Ekonomik imkansızlıklar bir yana, iktidar sahipleri (özellikle Enver Paşa) de gerçekçilikten uzak hayaller peşindedir. İstanbul'dan çıkmadan sadece doğruluğu şüpheli raporlara göre kararlar verilmektedir. Bir cephede bile silah, erzak, kömür bulunamazken bir başka cephe daha açılmaktadır. Salgın hastalıklar da cabası...
Dünya savaşının baş aktörü bir devletin Paşası böyle bir ortamda kendi devletinin büyüklüğünü ve vatandaşı askerleri övmesi doğru karşılanabilir. Ancak, yaptığı teklifler kabul edilmeyince hemen istifa etmeyi düşünmesini doğrusu çok yadırgadım. Belki 10 defa istifa etmeye teşebbüs ediyor, sayamadım.
Mağlubiyetlerde suçun çoğunu Türk Gene Karargahına yönlendiren Paşa, uygun şartlar altında Türk Askerinin yapabilecekleri ve savaşçılığını da övmektedir.
Sonuçta, her ne sebeple olursa olsun, doğrusu ve yanlışıyla, 5 yılını bizimle beraber geçirmiş bir Paşa'nın nezdinde, o dönemi yaşamış tüm askerlerimizi rahmetle anıyorum.
Not: Savaş planları ve birliklerin hareketlerini anlamak için bir harita ile beraber okunması faydalıdır. Aksi takdirde bu bölümleri okumak okuyucuyu sıkabilir.