"Bir gün," dedi, "ihtiyacım oldu iplik eğirdim ve çarşıya götürüp sattım. Elime iki dirhem gümüş girdi. Fakat her ikisini de bir elime almadım; birini bir elime aldım, diğerini öteki elime. Gümüş bir elimde çift olursa yolumu keser diye korktum. Zira ben öyle bir yoldayım ki, bu yola kıl bile sığmaz. Anlayacağın ekmeğim nerede, ne zaman verilir, ne bilirim, ne de hesap ederim. Yani sana verilecek ne akçem bulunur, ne de tokluk garantisi...
On iki yıldır canım taze hurma yemeyi arzuluyor. Ama ben yemiş değilim. Çünkü ben bir kulum, kulun arzu ile işi ne? Benim hâlim böyle... Bana sorarsan memleketine geri dön." "Yokluktaki Varlık" Öyküsünden (s. 15) Yazarın diline ve eline sağlık. Bu öyküler okunmalı.