Yalnızlığın Keşfi Hakkındaki Yorumlar

Auster favori yazarım. Baba oğul ilişkisini okumak ilginç bir deneyimdi.

Baba oğul ilişkisini derinlemesine irdeleyen bir kitap.

Okurken ne okuduğunuzu bazen anlamadığınız çok parçalı bir eser. Okurken biraz sıkıldım.

Özellikle kitabın ilk bölümü beni çok etkiledi. Yazarın babasının ölümünden sonra onun hayatına dair yaptığı çıkarımlara tanıklık etmek, hayatını onunla beraber irdelemek çok geliştirici bir deneyimdi benim için.

Paul auster kalemi harika kesinlikle

Paul Auster ismi yetecektir, mükemmel.

Aynı tarzda okuduğum üçüncü kitabı şansa üçü de anı kitabı. bence çok güzel bir kitap ama sıralama olarak auster okuyacaklar üç beş kitap okuduktan sonra daha rahat akurlar. yalnızlık ve yalnız tiplerle beraber güzel bir anı yolculuğu.

Auster’ın diğer kitaplarına oranla biraz daha ağır bulduğum bir kitap. ilk kez paul auster okuyacaklara diğer kitaplarından başlamalarını tavsiye ederim

Paul Auster'in okuduğum ilk kitabı. İlginç bir eser. Sıkılır gibi oldum ama yine de keyifle okudum.

Kitap babasının ölümünün ve hayatının auster üzerindeki etkisini anlatıyor

Görünmeyen bir adamın portresi, gayet güzel ve akıcı ama anı kısmı için aynı şey geçerli değil...

kitap bir dostoyevski klasigi,kesinlikle okunmasi gereken bir eser fakat bu yayın evini (antik yayın)tavsiye etmiyorum..kitap daha yüzüncü sayfaya gelmeden parçalanıyor.ne kadar dikkat ederseniz edin..başka bir yayınevinden almanızı öneririm..

Auster in anı kitabı. Tabiki romanlarıyla kıyaslamamak lazım ancak öyle vurucu cümleleri var ki, beni benden alıyor. İlk bölümü daha iyiydi. İkinci bölümünde kendini anlatmış ancak biraz kafam karıştı, büyükbabası o doğmadan önce ölmemiş miydi? Yine de Auster, hayranı olarak her türlü okurum.

Bu yazarın okuduğum ikinci kitabı olacak. Yükseklik Korkusunu çoksunu çok beğendim. Bir kaç kitabını daha aldım.
Bu kitabın da birinci bölümü oldukça akıcı ve bir oturuşta bittti, kalkmadan ikinci bölüme başladım (sonunu merak ettim) ama bitsede elimden bir atsam diye çok zorladım ve bitirdim.

Görünmeyen bir adamın portresi kısmı çok akıcı ve bir kaç saatte bitirilecek kadar güzel fakat anı kitabı kısmına geçince bu akıcılık devam etmemektedir.Buna rağmen kitabın üslubu yalnızlığı tanımlaması mükemmel şekildedir kesinlikle arşive eklenecek bir kitap.

Kitabın ilk bölümü çok güzeldi, okudukça okuyasım geldi. Bir yazarın dili, uslubu insan daha başka nasıl olabilir demeden edemiyor. Hakikaten tek bir cümlesi bile Auster'ın kendine özgü. Fakat kitabın ikinci bölümünde dikkatim biraz dağıldı, yazar sanki çok fazla konuyu bir arada toplamaya çalışmış gibi geldi. Bunu istinaden Pasul Auster okunması gereken, çok değerli bir yazar..

Klasik Auster tarzında güzel bir roman. ''Anı'' bölümünde biraz sıkıldığımı söyleyebilirim ama genel olarak beğendim. Tavsiye ederim.

paul austerin kendisini anlamak için okuyabileceğiniz en şahane kitaplarından biridir.

görünmeyen bir adamın portresi ve anı kitabı adlı iki bölümden oluşur. ilk kısımda kendi babası ve onunla olan ilişkilerini, ikinci kısımda ise kendi babalık konumunu anlatıyor.

aralara serpiştirilmiş baba-oğul göndermeleri ve austerin bugün bu kitapları yazabiliyor olmasının ardındaki sebepleri ile okunmaya değer bulduğum kitaplardan.

austerin nasıl saçma sapan bir çocukluk geçirdiğini öğrenince adam haklı bu kitapları yazmakta diyorum istemsizce.

auster'i ilk okuyacaklar için işin tüm büyüsünü kaçırmaması için tavsiye etmiyorum. ancak bir kaç auster dozundan sonra alınabilir.

Paul Auster'ın kitaplarını anlamak için bu kitabı mutlak aokumak gerekiyor. Yazarın babasıyla olan ilişkisi onu öyle etkilemişki bu etkiyi kitaplarında da peyderpey görmekte okuyucu. Anı- Roman şeklinde yazdığı bu kitabı gerçekten duygusal. Auster severlerin severek okuyacağı bir kitap...

hastası olduğum bir yazar Auster, adını görür görmez yapıştım kitaba. biraz hüsranlı son buldu, umduğunu bulamamak açısından. neyse, yazarı tanımış olduk. duygusal yönü ve anlatımı yazarın kalitesiyle yüklü. Auster okumaya yeni başlayanlar sakınmalı bu sebepten.

Bir erkeğin ölümsüzlüğe en fazla yaklaştığı an baba olmasıdır.
Auster bbasını kaybettikten sonra onunla olan ilişkisini sorguluyor, hayat ölüm ve baba oğul arasındaki duygular.
İnsanın kendi babasını en çok anladığı ve hatta hak verdiği dönemse kuşkusuz baba olmasıyla başlıyor.
Romanın ikinci kısmındaysa bu konuyu irdeleyip kendi babalığını mercek altına alıyor. Auster kimbilir, belki de yalnızlığından hiç kurtulamayacak olan bir adam. Ama en azından bu sayede onun yazdığı kitapları okumaya devam edebileceğiz.