XV. Yüzyıl itibariyle Avrupa'da filizlenen burjuva değerlerinin reddedilmesi, Kapitalizm bilincinin Osmanlı'da canlanmasına meydan vermiştir. Sözü edilen zamanlarda dinamik bir zihniyetin motivasyonu ile Batı Avrupa'da "Orta Çağlaşma" tarihe mal olurken, aynı devirlerde Osmanlı, İktisadi hayatta Orta Çağ değerlerini adeta devralmıştır. Gerçekten, gelenekçiliğin kuşattığı ilişki düzeinde, rutin faaliyetlerin alışılmış seyri, ahilik teşkilatının bir çeşit taritak-ocak disiplini içindeki işleyiş tarzı tam bir Orta Çağ iş disiplinini yansıtmaktadır.
Çalışmada varılan en kesin ve iddiali diyebileceğimiz sonuç, XV ve XVI. Yüzyıllarda Osmanlının iktisadi hayatının "maddeleşmediği" gerçeğidir. Maddeleşmemiş dünya görüşünün en belirgin şekilde görüldüğü loncalar, "kapalı-durgun" iş ahlakının katı kurallarının dışına çıkamamışlardır.
Kısaca XV. Ve XVI yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu, siyasi ve idari bakımdan tam bir dünya imparatorluğu olurken aynı dönemde İktisadi olarak çözülme sürecine girmiştir. Etkilerini günümüzde dahi hissettiğimiz pasif ve durgun iktisat ahlakı zihniyeti, toplumun her katmanında derinlemesine makes bulmuştur denilebilir.