Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasının ardından, Küçük Asya'da etnik ve demografik açıdan homojen bir ulus-devlet kurulması, temel politika olarak benimsenmiş ve bu politika Cumhuriyet dönemi boyunca çeşitli yöntemlerle uygulanagelmiştir. Gayrimüslim azınlıklar Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, ile örneğin Kürtler gibi, Türk olmayan grupların zorunlu asimilasyonu, bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Yeni Türk devleti, her ne kadar uluslararası anlaşmalarla Rumlara, Ermenilere ve Yahudilere azınlık statüsü tanımış olsa da asimilasyon politikaları her dönemde ağırlığını korumuştur. Teorik olarak, tüm vatandaşların yasalar önüde aynı hak ve ödevlere sahip olmasına karşın, gündelik hayatta, Türk etnisitesine mensup olmak, devletin kimlik politikasında belirleyici idi...