Bu güzel şiir, insanı gizemli bir yolculuğa sürükler. Yedi Tepe'den birine oturmuş, İstanbul' u dinliyor, o doyumsuz güzelliğini seyrediyor sanırsınız kendinizi. Oysa artık ne loş kayıkhaneli yalılar kaldı, ne çıngıraklı sucular... Betonlaşma bu hızla sürerse belki birkaç yıla kadar erguvanlarda tükenecek; Boğaziçi, kolyesiz kalacak...
istanbul,uzun ve karmaşık tarihi boyunca, farklı uygarlıkların merkezi olmuştur. Böylece her uygarlık, birbirine hiç benzemeyen şehircilik anlayışıyla İstanbul'un oluşumunu etkilemiştir.
Tarihçilere göre, İstanbul' u büyük şehir haline getirme konusunda ilk girişimi, Roma imparatoru Büyük Costantinus yaptı. Bu karardan sonra şehir, planlı bir biçimde başkent olmak üzere inşa edildi.
Osmanlılar döneminde şehir (İstanbul), yine değişti; yeni bir karakter edindi. Göçebelik geleneğinden gelen Türkler, şehre kırsal alışkanlıklarını yansıttılar. Yükseliş döneminde ise İstanbul, en parlak dönemlerini yaşadı.
19. yüzyılda Batı'da başlayan sanayi devriminin sonuçları, dünyanın çehresini değiştirmekle kalmadı, şehircilik anlayışını da değiştirdi, istanbul, yeni bir uygarlığın yörüngesine girip o uygarlığın şehircilik ilkelerine göre biçimlenmeye başladı. Ama ne yazık ki Osmanlı, bu gelişmeler karşısında çaresiz kaldı.
Cumhuriyet'in kuruluşundan 1940' lara kadar istanbul'da imar ve şehircilik adına ciddi bir gelişme yaşanmadı. Ulaşım, en büyük sorunlardan biri olarak ilk sırayı almıştı, insanların yüzlerce yıl yaya dolaştığı İstanbul, hızla gelişen motorlu trafiğe uygun bir alt yapıya sahip değildi.
istanbul, nüfusu ve buna bağlı olarak konutlaşmada akıl almaz bir biçimde büyüdü. Şehir içi alanlarda da gecekondulaşma başladı ve bu eğilim 1960 larda hızlanarak yakın zamana kadar devam etti. Göçle gelen insanların, fazla plan program gözetmeden şehre yerleşmelerinin önü alınamadı.
Bugün, istanbul'un nüfusu yaklaşıkl5.000.000 civarında. Bu, Norveç ve Danimarka nüfusunun iki katından fazla. Bu kadar büyük bir kalabalığa göre oluşmamış kentin, elbette ciddi trafik sorunları çıkacak. Hızlı nüfus yoğunlaşması karşısında kaynaklar da artmayınca yerel yetkililer çaresizliğe düştüler, örneğin, otomobil sayısı artarken otopark sorununun çözümlenememesi, caddelerin büyütülememesi, denizden yeterince faydalanamama, metronun hayata geçirilmede geç kalmışı gibi...
Elinizdeki istanbul Şehir Rehberi, titiz bir çalışmanın ürünüdür. İlçe, semt, cadde, mahalle, sokak, alışveriş merkezleri, sanayi alanları, büyük iş merkezleri, göller, parklar, bahçeler gibi birçok unsura cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Yoğun trafik karmaşasında doğru bir rehber olacağına inanıyoruz. Her şeye rağmen İstanbul, büyüleyicidir. Unutmayalım ki başka istanbul yok...
