"Küçük elleri, tırnaklarının altında boya kalıntıları, sıcak, kıpır kıpır. Bana böyle yakın durması, belki bir bağ, bu hiç iyi değil. Hizama gelmek için boya sandığının üzerine oturdu. Annelerin kokusu diyor, gözlerindeki ışık silinip geri geliyor, gelirken bir buğu da getiriyor, annelerin kokusu varmış diyor, acaba benim annemin kokusu, duraksıyor, burda bir şeyler söylemem gerekiyor belki. Cebimdeki ay çiçeğini çıkarıp yanıma koyuyorum. Ayçiçeğinin sarı yapraklarından biri düşmüş, parmağını o boşluğa sürüyor. Ön dişin gibi diyor, ağzımdaki boşluk sızlıyor. Kalkıp çeşmeden avuçlarıyla su getirip döküyor. Su ona iyi gelir diyor. Sulamazsan çiçeğinin tüm yaprakları dökülür, sence düşen yaprağın yeri acıyor mudur diyor, elimi damağıma dişimin olması gereken yerine götürüyorum, hatırlarsa acır diyorum. Bir süre sessizce ayçiçeğini izliyoruz