Kötülerin, kötülüklerin, katillerin, canilerin, ödüllendirildiği; güçlülerin işlediği bütün suçların bir şekilde bağışlandığı; ahlâkın, ehliyet ve liyakatin değil, ideolojik tercihlerin ve tavırların taltif edildiği; adaletsizliklerin ve zulümlerin yadırganmadığı, sorgulanmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
İdeolojik barikatlar, duvarlar yükseliyor insanların önünde. Hayatı anlamlı kılan temel değerler, insanlık hayatından çekiliyor. İnsanlığın dünyasında karşıtlıkları çoğaltıp derinleştiriyor militarist politikalar.
Uygarlık denilince bugün aklımıza emsalsiz canavarlıklar geliyor, işgaller, istilalar, katliamlar geliyor. Uygarlık denilince aklımıza, yeryüzü coğrafyasındaki güçsüz toplumların üzerine yağdırılan ölümler geliyor.
Tarih, yanlış yönde ilerliyor. Dünya ve insanlık yanlış bir yöne doğru sürükleniyor. Yanlış ve acımasız zamanlarda yaşıyoruz. Sınırsız ihtiraslar, sınırsız ahlaksızlıkları, sınırsız ahlaksızlıklar da sınırsız ihtirasları doğurup büyütüyor.