Yirminci yüzyılın en önemli heykeltıraşlarından biri olan Alberto Giacometti, kendine has üslubu ve yenilikçi vizyonuyla tüm dünyaca tanınmaktadır. Onunla özdeşleşen ve anında tanınabilen uzun figürleri, İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllardaki varoluşçu çaresizlik iklimiyle kaçınılmaz bir biçimde özdeşleşmenin yanı sıra bugün bizim için de yoğun bir anlam ifade etmeyi sürdürmektedir.
Babası da kendi gibi bir sanatçı olan Giacometti, küçük yaşlarından itibaren sanatla iç içe olmuş, babasıyla başlayan sanat eğitiminin daha sonra profesyonel olarak sürdürmüş ve hem sanatında hem de yaşamında güçlü bir sanatsal kişilik inşa etmiştir; Heykelleri ve en az heykelleri kadar etkileyici olan resimlerinde Kübizim ve Gerçeküstücülük gibi sanatsal üsluplardan etkilenmiş olsa da kendine özgü üslubuyla ön plana çıkmıştır. Eserlerinde ayrıca insanlık durumuyla ilgili felsefi soruların yanı sıra varoluşsal ve fenomenolojik tartışmalar da önemli bir oynamıştır.
Hayalperest Yayınları’nın “Sanatın Büyük Ustaları” serisinde yer alan bu kitap, yirminci yüzyılın bu önemli sanatçısının yaşamı ve sanatına dair canlı ve yetkin bir giriş niteliği taşıyor. Giacometti’nin çalışmalarına ve içerdikleri anlamlara dair bir bakış açısı sunuyor. Sanatçının ilk eskizlerinden profesyonel sanat çalışmalarına, olağanüstü Gerçeküstücü kompozisyonlarından olgun üslubunun ortaya çıkışına dek sanatının geçirdiği dönüşümün hikayesini anlatıyor.
