Allah insanın özünü, hakikatini, içindeki manayı bulabilmesi için maddeyi; kendi bilinirliğini bilmek için de insanı yaratmış ve “Ben insanın sırrıyım, insan benim sırrım” demiştir. Allah kendinden kendini sever; o zaman Allah sever, insan sevemez bunu anladığında senden nefes alıp verenin de Allah olduğu sırrına vakıf olursun.
Bu âlem üç boyutlu bir hologram bir enerjidir ve dünya sanal bir sınavdır, ya geçecek, ya kalacaksın. Unutma bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya geldin ve yeryüzüne inerken sana kader adı verilen görevler verildi. Kader yolunda gidersen mutlu olursun, kendini mutlu eden Allah’ı mutlu eder, mutlu değilsen şikâyet ediyorsan yoldan çıkmış, yaşamıyor ya da şeytanla berabersindir. Şeytan bir varlık değil, düşünce biçimidir ve korku şeytanın kırbacıdır. Her şey zıddıyla kaimdir, içeriye giren her şey yukarıya yükselir, dışarıya çıkan her şey aşağıya düşer.
Bir şey doğuyorsa ölür, sen hep varsın, hep vardın ve hep var olacaksın. İnsan arzudan, arzu ile arzu edilerek yaratılan arzu varlığıdır, hakikati Nur’dur. Kalp insanın Allah’a açılan kapısıdır ve kalbine bağlanmadıkça ışığa varamazsın. Sınavı geçerek kalbe bağlandığın yani sınırsız varlık olduğunda, ruhunla bağlantıya geçmiş aydınlanmış olursun. İşte o An tamamlanmış, ihtiyaçsız, sonsuz, sınırsız bir varlık olur sadece izlersin.
İçindeki ışığı ve hayatı onurlandırıyorum, bu kitabı ve zamanını benimle sevgiyle paylaştığın için sana şükranlarımı sunuyorum.