19. yüzyılın tanımış Fransız tipograf, oymacı ve basımcılıkta yazı karakterleri tasarımcısı, üreticisi Théophile Beaudoire Hıristiyanlık tarihinin sırlarla dolu tozlu sayfalarını aralayarak yaklaşık bin beş yüz yıllık bir serüvene ışık tutuyor. Hıristiyanlık tarihine, kriptografiye ve ritüel mimariye ışık tutarken, Küçük Asya’da başlayıp Afrika ve Roma’da devam eden zulümler esnasında yüz binlerce şekle bürünerek Hıristiyan güzel sanatını oluşturan kriptografik sembolleri ve anlamlarını idrak etmemizi sağlayacak kıymetli bilgilerle donatılmış bir çalışma ortaya koyuyor.
Beaudoire, ilk çağlarda yalnızca Hıristiyanlar tarafından bilinen ve ezoterik anlamlar içeren bu sanatın yalnızca kiliselerde değil, aslında farkında olmadığımız, okurken şaşırarak öğreneceğimiz birçok yerde, örneğin; kaya mezarları, tapınaklar, müzik notaları, imzalar, madalyalar, freskler, vitraylar, mobilyalar, takılar, kostümler, armalar, kitaplar, lahitler, kalkanlar vs. üzerinde de asırlardır yer aldığını anlatıyor.
Çevirmen Fatma Canverdi Çevik, dini, mimari, felsefi, tarihi, mitolojik ve sosyolojik açılardan derin bilgi gerektiren bu teknik çeviri sırasında yeri geldiğinde edebiyat, dilbilim, mimarlık, matbaacılık, armacılık, nümismatik vb. uzmanlık gerektiren alanlarda bir araştırmacı titizliği ve disiplini ile çalışarak, okurların bu serüvende ona eşlik ederken bilgilenmenin yanı sıra keyifli bir okuma gerçekleştirebilmelerini hedefledi.
Roma eyaleti olan Küçük Asya (günümüz Türkiye’si toprakları) ve yakın çevresinde yaşanan birçok olaya şahitlik etmenizi sağlayacak ve yaşadığımız toprakların tarihi, dini, sosyolojik ve mimari açıdan ne kadar değerli bir mirasa sahip olduğunu bir kez daha anlamanızı sağlayacak bu eser, 19. yüzyıl gezginlerinin gözlemlerinden, yazdıkları kitaplardan, çizimlerinden ve tanıklıklarından da faydalanarak bilinmeyen birçok gerçeği okurları ile paylaşıyor. Yazarın, kitabın orijinalinde bir eser ile ilgili yazdığı gibi: Bu esere sahip olan kişi, evinin kütüphanesinde küçücük bir yer kaplayan kocaman bir hazineye ve gerçek bir antik çağ müzesine sahip olacaktır.
