Şiiri kendine yaşama uğraşı edinmiş bir şairdir, Aragon. Sanatın 20. yüzyılda özgürlük adına verdiği mücadelenin simgesidir de aynı zamanda. Bu kitap, şairin savaşlar, devrimler ve tutkulu aşklarla örülü yaşamını, Dada akımından gerçeküstücülüğe, toplumcu düşünceden bohem yalnızlığa uzanan sanatsal devinimini yalın bir üslupla yazıya döküyor.
Aragon'u okuduğumuzda şu soruları sormadan edemeyiz: Kendini bu denli koşturan şey neydi acaba! Zaman mı? Hayatı mı? Elsa mı? Partisi mi? Durmadan... dinlenmeden... yazıya küsmeden. Bir yüzyılın başından sonuna dek kitap üstüne kitap yazdıran, yaşlılığın sınırına vardığında da yazdırmaya devam eden neydi acaba?