Aşk derdi, dertlerin en amansızı ama aynı zamanda en keyiflisi ve en çok talep edileni … Prof. Dr. Kadir Özköse, bu kitabında Mesnevi’de Mevlana’nın açtığı yoldan, onun ayak izlerini takip ederek ilerliyor ve aşkın hakikatini, tüm aşıklara bir kez daha hatırlatıyor.
Mevlana için aşk, onun içinde kaybolunca, gözün artık başka bir şeyi görmez olunca, kendini aşk ateşinde yakıp, sonunda sen de saf ateş haline gelince, kısacası aşkın derdiyle dertlenip, baştan ayağa aşk kesilince gerçek manada aşk olur ancak.
Kısacası aşk, sevenin sevgilisinde kendini yok etmesi; öyle ki, âşığın yok, sadece mâşûkun var olması, her şeyin ondan ibâret olması hâlidir. Mevlânâ; “Bizim Peygamberimizin yolu, aşk yoludur. Biz aşk çocuklarıyız, aşk bizim anamızdır.” derken de aslında tam olarak bunu kastetmektedir.
Prof. Özköse, Mesnevi’nin yazılagelen en saygın şerhlerinden ve kendi özgün yorumlarından hareketle, Mevlana’nın tüm dünyada yüzlerce yıldır şevkle ve tutkuyla bağlanılan felsefesinin temel taşını, yani aşkı, günümüz okuyucusunun anlayacağı bir üslup ile tekrar ele alıyor. Üstelik de, genellikle yapıldığının aksine, Mevlana’yı bir pop kültürü malzemesi haline sokmaktan, onu modern okuyucunun sahte maneviyat sancılarına bir nevi ağrı kesici gibi sunmaktan veya onu anlaşılmaz teknik jargonların esiri kılmaktan özenle kaçınıyor. Bu kitapta bulacağınız Mevlana, bir aşk çocuğu… Ama bu kitapta bulacağınız aşk, sürekli tekrarlanmaktan ağızlara sakız veya süfli heveslere parlak bir kaplama kağıdı olmaktan çok öte anlamlara sahip bir kavram.
Gerçek aşk ile yüzleşmeye cesareti olanları Mevlana, bir kez daha, er meydanına davet ediyor, Özköse’nin kalemi vasıtasıyla…
