Bütün bir yaşamı anlamak için önce ölümü anlamak gerekir. Ölüme ise yaşamdan önce varamayacağımız için yaşamı bütünüyle anlamamız mümkün değildir. Anlam olmadan yaşanan bir hayat sadece hayatta kalma mücadelesidir. İnsanlar bundan fazlasını istedi. Felsefi düşüncenin icadı işte tam da bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır. Her şeyi bilmek ve her şeyi görmek istedik.
Felsefeyi sıkıcı bir mecburiyetten eğlenceli bir cümbüşe çeviren şey hakikatin hemen elde edilememesidir. Bu böyle olmasaydı bilgi en kıymetsiz şey olurdu. Aşkın ve sanatın güzelliğini göremezdik. Güzel ve erdemli yaşamanın ne demek olduğunu bilemezdik.
Bu kitapta aşkı, sanatı ve yaşamı anlamak üzere çıktığım felsefi serüvenimde ruh eşimle tanışmama şahit olup diyalogların etkisine kapılacaksınız. Kendinizi aşk, sanat ve felsefe üzerine derin ve sürükleyici konuşmaların içinde bulacaksınız.