"Avrupa tarihi marjinal bir tarihin dünyasallaşma sürecidir. Birbirleriyle çok düşük kesişme terimleri olan yerelliklerin, bütünleşme değilse bile eklemleşme sürecine girmeleri ise paradoksal bir şekilde, bu marjinal Avrupanın önce kendini bir antite olarak üretmesi, sonra da kendi modelini dünyaya ihraç etmesi, daha doğrusu dünyayı kendi aynasında inşa etmesi süreci içinde gerçekleşmiştir. Farklı terimlerle ifade edilmesi halinde, Avrupa'nın oluşarak dünyasallaşmasından önce Dünya yoktur veya varsa bile bu sadece coğrafi bir soyutlamadır. Türdeş veya türdeşleşmeye yatkın ve aynı terimler içinde yorumlanabilir / anlaşılabilir bir dünya, Avrupa'nın elinden çıkacaktır...
...Aydınlanma modern toplumu kurmuştur. Modern toplum, geleneği marjinalleştiren, bu nedenle herşeyin her an yeniden biçimlendirilebilir olduğu bir yapılanmadır."