Binlerce yıl önce Mu Kıtasında Pera ve Bias’ın aşkları herkesin dilindeydi. Mu halkı tarafından sevilmelerine rağmen bu iki gencin evlenmesi neredeyse imkansızdı. Çünkü Bias, kralın birinci erkek çocuğu idi. Halktan biriyle evlenmesi yasaktı. Fakat Bias’ın Pera ile Kraliyet Akademisinde karşılaşması ve ona âşık olması kraliyetin tüm planlarını altüst edecekti. Bias, babası olan Kral Ra-Mu’dan sonra Tanrı'nın yeryüzünde ki sesi olacaktı.
Bias ve Pera geliştirdikleri “Yeni Evren Modeli” ile hem birbirlerine kavuşmuş, hem de paralel algoritmalar ve varyasyonlar ile sonsuzluğun kapısını aralamışlardı.
Günümüz yani 2026 yılı Haziran ayında, Alp tatil için geldikleri Mont Saint-Michel adasında kaybolmuştu. Asrın günlerdir yaptığı araştırmaların sonunda erkek arkadaşını nerede bulacağını anlamıştı.
Bermuda Şeytan Üçgeni'nde kaybolan uçaklar ve Poseidon gibi gemilerin, doğal afetlerle yok olan Pompei gibi şehirlerin Mu medeniyeti ile olan ilişkisi 2026 yılında mı ortaya çıkacaktı. Ama nasıl?
Güneş Piramidi’nde karşılaştığı tuhaf kadın “Bizler Mu medeniyetinin kadim insanlarıyız Asrın. Bunları gerçeğe ulaşmak, var oluşumuzu sorgulamak ve evrene katkıda bulunmak için yaptık. Gerçek ise çok basit. Milyarlarca farklı olasılıklar içinde her şey istediği kadar farklılaşırsa farklılaşsın en sonunda tek bir yapıda buluşuyor olması.” dedi.
Asrın baktığı notlarda şu yazıları görmüştü. “The 'New Universe Model' developed by Bias and Pera not only brought them together, but also opened the door to infinity with parallel algorithms and variations. The relationship between the planes that disappeared in the Bermuda Triangle, ships like the Poseidon, and cities like Pompeii that were destroyed by natural disasters and the Mu Civilization would be revealed in 2026. But how?”