"O bir erkek. Yirmi birinci yüzyılın en itilmiş cinsi. Kendi cinsinin zamanında yaptıkları hep ondan çıkarılıyor. Ne sert olabiliyor ne de yumuşak. Ne kendi olabiliyor ne de ondan olması istenildiği gibi. Hep bir arada kalış… Hep bir yarıda kalış… Hep bir yarada kalış… Ondan belki de böyle paranoyak tavırları. Kendini önemli görmesi… Üstünlüğü için çabalaması."
"Hüzünlü kadın. Doğru insanın karşısına bir türlü çıkmış olmaması canını sıkıyor. Erkekleri mutlu etmenin yolunu aramıyor. Kendini diğer kadınlardan uzak görüyor bu sebeple. Yapmacık insanların, yapmacık sevgi sözcüklerinden nefret ediyor. Bir kitapta geçen tek satırlık bir cümleyi ya da iki satırlık bir şiiri okuyabilen bir adama âşık olma derdinde. Lakin bir türlü o cümleyi ya da şiiri duyamıyor. Çünkü hoşlandığı adamlar ya o kitabı okumamış ya da kitap okumuyor."
Bu kitap, yaşadıkları yüzyıla küsmüş olan insanların, kendi içlerindeki kayboluş hikayesidir.