Artık ışıklar sönmüş, tüm ev uykuya dalmıştı. Salondaki koltuğun köşesinde uyumakta olan Bobo, birden bir çıtırtı duydu. Uykulu gözlerle etrafa baktı ama bir şey göremeyince kafasını tekrar indirdi. Ardından yeniden bir çıtırtı sesi duyulurken bir ışık çaktı.
Heyecan içinde koltuğundan fırlayarak ışığın çıktığı yere koştu. Mutfaktan geliyordu. Çıtırtılar ve ışık giderek artıyordu.
Bobo havlamaya başladı.
Telaşla bir o tarafa bir bu tarafa gidip havlıyordu. Sonra hızla üst kata, Deniz’le Zuhal’in odasının önüne gelerek havlamaya başladı.
Bir türlü uyanmıyorlardı. Kapıya patileriyle vurmaya başladı. Ardından tekrar havladı.
Bu sırada Can uyanarak odasından çıktı.
“Ne oldu Bobo?”
Hav, hav, hav. Çok acayip bir şey var, çabuk aşağı gel hemen, hav! Peşime düş, hadi!