Hukukun "mesele" olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bu durumda, hukuku "mesele" edinmek bir mecburiyet olarak kendini hissettirmektedir.
Hukuk insan iradesine bir emirdir, bir şeyin yapılmasını ya da yapılmamasını sağlayan bir emir. Emirler, birbirine üstünlüğü olmayan iradeler arasından seçmeler yoluyla oluşturulursa bu durumda bazı insanların her zaman diğerlerinden "daha eşit" hale gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Robinsonların yaşadığı adaya sonradan gelen Cuma'nın uymak zorunda olduğu kurallar Robinson tarafından vazedilince elbette Robinson, Cuma'ya göre daha güçlü bir konumda bulunacaktır. Robinson, Cuma gelmeden önce adada sahip olduğu nimetleri kaptırmamanın ve muhafaza etmenin hesabını yapacak ve bu niyetini kurallar koyarken içinde taşıyacaktır. Fakat bu niyetini Cuma'dan, kuralların, adanın birlik ve bütünlüğü, huzur ve güvenliği için gerekli olduğu biçiminde açıklayarak gizlemek isteyecektir. Bu durumu, Robinsonların haklarının olduğu ve fakat Cumaların yalnızca vazifelerinin bulunduğu bir düzenlemeyi getirmektedir.
Elinizdeki kitap Robinsonların ve Cumaların konumlarını belirlemektedir. Cumalara, vazifelerinin yanında haklarının da olduğunu hatırlatarak bu hakları talep etmenin yollarını araştırmaktadır.