Sevgili Tarih, Edebiyat Dostu ve Meraklısı Okuyucularım,
Almayı düşündüğünüz bu eser Osmanlıca harflerle 175 sahifeden mürekkep bir eser olup İsmail Yiğit tarafından bugün kullanılan Latin harflerine transkripsiyon edilmiştir. 1923’te Dârüssaâde Matbaa-i Âmire’de basılan nüshada mevcut otuz üç hikâyenin yarısının Mustafa Rahmi Bey’e ait olduğu, diğer yarısının ise devrin diğer hikâye yazarlarına ait olduğu bilinmektedir. Kitaptaki hikâyelerin tamamının Türk İslam kültür ve medeniyetine hizmet eden görüşler ihtiva etmesi hasebiyle, kitabın 1923’ten evvel de Osmanlı coğrafyasında farklı isimler altında neşredilmiş olabileceği görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ayrıca Türk hikâyelerine damga vurmuş meşhur hikâyelerimizden Ali Baba ve Kırk Haramiler’in orijinal metnini bulabilirsiniz. Eser her ne kadar “Çocuklar Cenneti” adıyla çocuklarımıza hitap eden hikâyelerden oluşmuş olsa da özellikle İntizar Çöllerinde, İhtiyarlıkta mı? Gençlikte mi?, Kömürcü Çocuğu, Saadet Sarayı ve On İki Aylar adlı hikâyelerin yetişkinlere, gençlere ve hatta ebeveynlere de hitap ettiğini hatırlatmakta fayda var. Sevgili okurlarım, metinlerin kolaylıkla anlaşılması amacıyla son bölüme 137 kelimeden beş sayfadan oluşan bir lügat kısmı eklenmiştir. Ayrıca aynı hikâyeler iki kitap halindedir. Birinci kitap sadeleştirme yapılmadan tıpkı basım yoluyla çocuklara yönelik Latin harfleriyle basıldığı halde, ikinci kitap Osmanlıca Türkçesini yeni öğrenmeye başlayanlar için orijinal metinle birlikte yayımlanmıştır.
Sevgili okurlarım, bu son bölümde hayallerim, ben ve ötesini müsaade ederseniz sizinle bir dert ortağı olarak paylaşmak isterim. Günümüz Türkçesi dünya dilleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Tam altı bin yıllık bir geçmişi ve halen yaşadığımız şu yüzyılda iki yüz milyondan fazla insanın ana dili olduğunu biliyor musunuz? Bu satırları sizinle paylaşırken içimdeki aslan parçası bir anda kükreyip kulağıma bakın neler fısıldadı: “Senin gibi adamın böyle yüz yıllık eserlerle beyhude zaman harcayıp, onları bulup, çıkarıp, onlarla uğraşıp boşa vakit geçirmesi yakışır mı? Senin çok daha ötelere Ötüken’den de öteye giderek güneş yüzü görmemiş eserleri bulup, çıkarıp dünya kültür ve medeniyet mirasına kazandırıp tüm insanların hizmetine sunman gerekmez mi?”
Sağlıcakla kalın.