Tarihi roman yazmak için, usta bir kaleme, güçlü vicdana ve büyük bir hayal gücüne sahip olmak gerekir. Ama daha tarih olamamış, üstündeki sis perdeleri aralanmamış, geçmiş bile sayılamayacak trajediler ise yazılacak olan, bunların yanında iki gözün gördüklerinin ötesinde bir gözleme, analitik düşünce sistemine, daha da mühimi hakikate bağlılık gerekir. Akıcı kalemi, derin gözlemleri ve farklı kurgusuyla bunu başarmış Bülent Can. Tarih ile roman arasındaki o ince tuzağa düşmeden ve edebiyata ihanet etmeden kurgulamış gerçekleri. Sarsıcı bir romanla karşı karşıyayız kısacası. Yaşadığı gezegeni, toplumu hatta kendini sorgulamaktan çekinmeyenlerden iseniz bu kitap tam sizlik…