Uyandın ölüm uçuşuna sabahın köründe,
şafak sökerken günün ilk ışıklarıyla,
mevsimsiz dönüp yuvarlanıyorsun yerde.
Bağışlamıyorum aşktan ölmeyi,
bağışlamıyorum yaşamın ritmini bozmayı,
bağışlamıyorum dünyayı ne de hiçbir şeyi.
Bir fırtına uyandırıyorum ellerimde
taşlara, yıldırımlara ve keskinliğine baltaların
uyandırıyorum aç ve susamış felaketlere.
İstiyorum toprağı dişlerimle kazmayı,
yeryüzünü parçalara ayırmayı,
istiyorum sıcacık ve kavuran ısırıklarla.
Mayınlar döşemek istiyorum dünyaya seni bulana değin
ve öpmeyi soylu kafatasını,
istiyorum kefenini aralayıp seni geri döndürmeyi.