Gazze’nin ufku, top mermilerinin ışığında aydınlanıyor; sirenler geceyi yırtarken, dar sokaklarda bir adam ilerliyor… Elinde silah yok, ama her kelimesi bir kurşun, her cümlesi bir meydan okuma. Bu adam, Abdulaziz er-Rantisi, halkının “Direnişin Doktoru” dediği lider.
Çocuk yaşta tanık olduğu göç, yüreğine kazınan ilk yara oldu. Mülteci kampında büyürken, hastalıkla boğuşan bedenlerin ve yoksulluğun kokusunu unutmamak üzere hafızasına mühürledi. Tıp fakültesinde öğrendiği her bilgi, halkını iyileştirmek kadar, özgürleştirmek için de bir silahtı onun elinde.
İsrail zindanlarında yıllarını çürütürken bile, sesi duvarların ötesine ulaştı. Hücre karanlığında yazdığı mektuplar, Gazze’nin sokaklarında yankılandı. O, düşmana boyun eğmeyen bir iradenin, diz çökmeyen bir onurun sembolüydü. Hamas’ın siyasi lideri olarak, en zor günlerde halkının önünde durdu; bombaların gölgesinde bile umut tohumları ekti.
Her suikast girişimi, onun adını daha da büyüttü. Gazze sahilinde çocuklarıyla yürürken bile, hedefte olduğunu biliyordu. 17 Nisan 2004’te, gökyüzünden inen füzeler, bedenini paramparça etti; ama o an, bir liderin ölümsüzlüğe imza attığı andı.
Bu kitap, yalnızca bir doktorun hikâyesini değil, bir halkın direniş senaryosunu beyazperdeye taşır gibi anlatıyor. Her sayfa, patlayan bir roketin gölgesinde, bir yaralının başında eğilen doktorun nefesini hissettiriyor. Her satır, bir halkın kaderini değiştiren anların nabzını tutuyor.
“Direnişin Doktoru”nda, ölümün gölgesinde yaşayan ama korkuya teslim olmayan bir adamın, Gazze’nin dar sokaklarından tarihin en gür sesli meydan okumalarına uzanan yolculuğuna tanık olacaksınız.
