Kültürden kültüre farklılıklar göstermekle birlikte özellikle mitolojik sistemlerde “iyi ya da kötü ruh” olarak tanımlanan doğaüstü varlıklar, inanç sistemlerinde de gözle görülmeyen ve duyularla algılanamayan, fiziksel tasviri tam olarak belirlenemeyen tasarımlar olarak açıklanmaktadır. Türk halk kültüründe doğaüstü varlıklar: Cin, şeytan, peri, alkarısı-alkızı, ağırlık, karabasan, hınkur-munkur, erkebit, vb. gibi isimlerle bilinmektedir. Bu varlıklarla görme, konuşma, dokunma, hissetme, rüya veya başka bir yolla kurulan şahsî bir iletişim tecrübesinin birinci ağızdan ya da dolaylı olarak aktarılması ise anlatıları oluşturmaktadır. Anlatma esasına dayalı metinlerin, içine doğdukları kültürün izlerini taşıdığı aşikârdır. Her edebî eser, tarihî, sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve benzeri veriler açısından önemli ipuçları içerir. Bu bağlamda, gerek anlatma esasına dayalı metinler, gerekse bu metinler üzerine yapılan akademik ve bilimsel çalışmalar, konuyu teorik zeminde çok daha güçlü ve kapsamlı bir biçimde temellendirmeye hizmet edeceklerinden gerek edebî gerekse toplumsal açıdan önemlidirler. |