Endemik kokulu yârim,
Sadece bende açtığını yalancı baharlara aldanmadığını düşünürdüm. Lakin gördüm ki sen çoktan hercai ben kardelen olmuşum.
Boşuna kürek çeken kayıkçı misali sonsuz okyanusun içinde boşuna çırpınmaktayım. Şunu unutmuştum ki denize akışı olmayan bir göl bataklıkta kurumaya mahkûmdur. Ben sadece kurumadım un ufak oldum. Ama her şeye rağmen kırık dökük rüyalar içinde yaramdan çiçekler yapıp sana yollamaya devam ettim. Ama sen perde çektiğin gözlerinin beni görmesini istemedin. Sürekli içindeki zehirli lavları yüzüme püskürttün. Benim sağır ve dilsiz yüreğim bu durum karşısında sadece titredi! Sen beni anlamak yerine en anarşist kelimelerini sıraladın. Artık burnumda tüten sen kokusu yerine nefesinden dökülen kan kokusu alıyorum…