Dündar Bey, Ertuğrul Bey ve anneleri Hayme Ana, 400 çadırlık aşiretle ortada kalınca,
Anadolu Selçuklu Sultanı, Alaaddin Keykubat’tan yurt istemişler ve kendilerine Ankara
yakınlarındaki Karacadağ yaylası verilmiştir. Karacadağ’a doğru yol alınırken Erzincan
yakınlarındaki Yassıçimen’de Harzemşahlı ordusu ile savaşan Anadolu Selçuklu ordusuna
yardım edip, savaşın kazanılmasında rol oynamışlar ve Anadolu Selçuklu Sultanı’nın
takdirini kazanmışlardır. O yıl Moğol ordusu Sivas’a doğru ilerlemekte idi. Nihayet Selçuklu
odusu ile Moğol ordusu Sivas’ın Hafikkale civarında savaşa tutuştular. Ertuğrul bu
harbi duyar duymaz kuvvetlerini alarak o tarafa gitti. Bir dağın yamacında iki ordunun
çarpıştığını seyrettiler. Bunlardan bir taraf yenilmek üzere, diğer taraf da galip gelmekte
idi. Bunu gören Ertuğrul Gazi maiyetindeki koç yiğitlerine dedi ki:
“Yiğitlerim hangi tarafı tutalım? “
Bu soru üzerine kardeşi Dündar Bey :
“Galip tarafa geçelim... Onların zafer ganimetlerinden istifade ederiz.” dedi.
Ertuğrul kaşlarını çatarak:
“Türk’ün şanına, ancak mağlup olanlara yardım etmek düşer.
Galibe yardım etmek ise insana ne şeref kazandırır, ne de mal…” dedi.