21. yüzyıl küresel dengelerinin değiştiği, ABD’nin hegemonik gücünü gün geçtikçe kaybettiği, buna karşılık Asya’nın iki önemli aktörü Çin ve Hindistan’ın hızlı yükselişiyle uluslararası düzenin ağırlık merkezinin Atlantik’ten Asya (Hint) Pasifik’e kaydığı son yıllarda AB üye Devletleri’nin Hint Pasifik yarışında Avrupa’nın yerini analiz etmek adına kapak konusu olarak “Avrupa Birliği’nin Hint – Pasifik Stratejisi” belirledik.
20. yüzyılın kurumları ve düzenleyici çerçevesi üzerine inşa edilen uluslararası ilişkiler sistem son 20 yıldan bu yana yaşanan gelişmeler mevcut sistemin parçalanma belirtilerinin görüldüğünü göstermekte. Özellikle son on yıldan bu gerek Avrupa’nın Transatlantik ittifak ilişkilerinin kırılganlaşması gerekse de Çin ve Rusya’nın nüfuzunu ortaya hissettirmesiyle, dünya her zamankinden daha tarihi karışıklar dönemi yaşamakta. Özellikle COVID-19 pandemisiye daha da belirginleşen sosyo- ekopolitik karmaşıklık özellikle yaşlı kıta Avrupa’nın direncinin kırıldığını da görmekteyiz. Söz konusu bu durum Avrupa’nın uzun vadeli direncini güçlendirip güvence altına alması gerekliliğini hissederken ağ tabanlı bir dış politikayı teşvik etme sorumluluğunu alması beklenmektedir. Birbiriyle yoğun ve girift bir şekilde bağlantılı bir dünyada, Almanya dahil hiçbir AB ülkesi bu duruma tek başına yüklenemeyeceği görülürken söz konusu gelişmelerin ışığında Almanya’nın sivil bir güçten, küresel ilişkileri şekillendiren ve AB içinde liderliği üstlenen merkez güce geçmesi gerektiği henüz yeni tartışma konu olmasına rağmen her geçen gün özellikle yurtdışındaki az sayıdaki düşünce kuruluşlarında analistler tarafından yeni bir tartışıma konusu olmakla birlikte yaygın bir kanı olarak da kabul görülmeye başlandığı gözlenmektedir.
Söz konusu bu gözlemlerden yola çıkarak kapak dosya konumuzun yanında gerek Rusya’nın ve Çin’in Avrupa’ya nüfus etme ve zayıflatma ataklarını gerekse de enerji diplomasi ilişkilerini incelemeye çalıştık. Ayrıca tüm bu gelişmelerin karşısında Hint – Pasifik yarışının önde gelen Almanya’nın Merkel sonrası savunma ve güvenlik konusunda ataletinin neden sona erdirmesi gerektiği konusuna yer vermeye çalıştık.