İslâm düşünce tarihinde özgün bir yeri olan Fârâbî'nin genel düşünce sistematiğinin anlaşılabilmesi için, ilk elde edinilmesi gereken şey, bir disiplin olarak felsefe hakkıda özenli ve çerçevesi belirlenmiş bir bakış açısı sahibi olmaktır.
Başta Fârâbî olmak üzere, hem doğu hem de batıda tanınan önemli İslâm filozoflarını eski Yunan felsefe geleneğinin birer taklitçisi olarak görmek elbette büyük bir haksızlıktır. Ne varki, onlar, yepyeni bir saray inşa etmiş de olsalar, bu binanın her yanında kullandıkları eski Grek yapı malzemelerinin zihinlerinde bıraktığı kimi yosunlu, kimi de cezbedici, kışkırtıcı ve ayartıcı etkiler yüzünden haklı olarak büyük eleştirilere uğramışlardır...
Bu eser, bir İslâm filozofu olarak onun, İslâm'ın ana karakterine bağlı kalarak ince bir zihin işçiliği yaptığı "Medîne-i Fâdıla" isimli eseri eksen alınarak yapılan bir çalışmanın ürünüdür.