FETRET TEOLOJİSİ adlı bu çalışmada Mâtürîdî’ye göre fetret teolojisinin arka planı, ilahî mesaj ulaşmayanların sorumlulukları ve azap durumu, akıl yetileri ile Allah’ı bilmeleri mârifetullah konusu incelenmektedir. İlahî mesajın kesintiye uğradığı iki resül arasındaki döneme fetret, ilahî mesaj ulaşmamış insanlara da fetret ehli denilir. İlahî mesajın yokluğu sebebiyle sorumluluk ile azabın kalktığı tezlerin aksine İmam Mâtürîdî’ye (ö. 333/944) göre fetret insanı akıl yürüterek Allah’ın varlığı ve birliğine inanmak, iyi ve güzel yararlı eylemleri yapmak, kötü ve çirkin zulüm eylemlerinden kaçınmakla sorumludur. Allah insanın yaratılışına, fıtratına huzurlu ve mutlu yaşayışa yönelik tevhid eylemlerini yapabilme gücünü ve bilincini yerleştirmiştir. Dünya hayatında kalp, söz ve eylem olarak sorumluluklarını yerine getirenler huzur ve mutluluğa ererler, yerine getirmeyenler ise dünyada ve âhirette ateş, sıkıntı ve azap içinde olurlar. Evrensel ahlâk, iyilik ve güzelliklere sırt çeviren, gaflet ve inatla inkâra saplanan, çevresinde yaygınlaşmış inanışları taklid ile yetinen sorgulamayan, araştırmayan akıl gücü olan insanın varlıklara yararlı iş ve eylemler yani salih amel yapmadığı takdirde herhangi bir mazereti yoktur. İnsan başıboş bırakılmamış, hayat da oyun, eğlence ve bâtıl yaratılmamıştır. Dolayısıyla fetret hallerinden işlevsel aklın öncülüğünde kalpte oluşan “Hakikî iman”ın dışa yansıması tevhid eylemleri; hikmet, takvâ, ferâset ve basîretle çıkılabilir. Akıllı her insan fetret hallerinden kurtulma yolunda psikolojik ve sosyolojik açıdan çaba göstermekle sorumludur.